Finans dünyasının gözü kulağı bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na çevrildi. Evet, yanlış duymadınız - o çok konuşulan faiz kararı için geri sayım başladı. Piyasalar adeta nefesini tutmuş bekliyor.
Dün borsada işlem gören hisselerden bazıları dikkat çekici hareketler sergiledi. Garanti BBVA hisseleri tam %1,68 değer kazanırken, İş Yatırım da %1,27'lik artışla dikkat çekti. Tabii bu hareketlilik sadece borsayla sınırlı kalmadı.
Dolar ve Altında Son Durum
Döviz cephesinde ise işler biraz daha karışık. Amerikan doları Türk lirası karşısında 32,80 seviyelerinde seyrederken, euro ise 35,20 civarında direniyor. Altın sevenler için de önemli gelişmeler var - ons altın 2.330 dolar seviyesinde, gram altın ise 2.420 lira bandında hareket ediyor.
Peki bütün bu rakamlar ne anlama geliyor? Aslında her şey Merkez'in kararına bağlı. Faizler artarsa dolar düşebilir, ama ekonomide yavaşlama riski doğabilir. Artmazsa... Onu da uzmanlara soralım.
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomi çevrelerinde konuştuğumuz bazı analistler oldukça temkinli. "Merkez zor bir durumda" diyorlar. Bir yanda tırmanışını sürdüren enflasyon, diğer yanda yavaşlayan ekonomik aktivite. Karar vermek gerçekten zor.
Bazı sesler faiz artırımının gerekli olduğunu savunurken, diğerleri mevcut politikanın sürdürülmesi gerektiğini düşünüyor. Kim haklı? Aslında herkes kendi açısından haklı gibi görünüyor.
Şahsen düşünüyorum da - Merkez Bankası gerçekten ince bir çizgide yürüyor. Yanlış bir adım her şeyi altüst edebilir. Ama doğru hamle de piyasalara nefes aldırabilir.
Borsa İstanbul'da Beklentiler
BIST 100 endeksi dünkü işlemlerde 0,2'lik bir artışla 10.450 seviyesini test etti. Bankacılık endeksi ise %0,67 yükselişle 11.300 puana ulaştı. Yatırımcılar adeta kararı beklerken küçük adımlarla ilerliyor.
Endüstriyel üretim verileri aslında ekonominin durumu hakkında ipuçları veriyor. Nisan ayında %0,4'lük bir düşüş kaydedilmiş. Bu rakamlar Merkez Bankası'nın kararını etkiler mi? Sanırım evet.
Sonuç olarak, perşembe günü açıklanacak faiz kararı sadece bugünü değil, önümüzdeki ayların ekonomik manzarasını da şekillendirecek. Yatırımcılar, iş dünyası, hatta sokaktaki vatandaş - herkes bu kararın sonuçlarını hissedecek.
Gerçek şu ki: Bekleyip göreceğiz. Ama şunu söyleyebilirim ki, Türkiye ekonomisi yine kritik bir dönemeçten geçiyor. Umarım doğru yönde ilerleriz.