Türkiye ekonomisinin gündeminde yine faiz kararları var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK) Aralık ayı toplantısı, finans ve ekonomi çevrelerinde yoğun bir beklenti havası oluşturdu. Ekim ayında politika faizinde indirime giden kurulun, yılın son toplantısında nasıl bir yol haritası çizeceği merak ediliyor.
Karar Tarihi ve Saati Netleşti
Merakla beklenen tarih artık belli. TCMB'nin Aralık ayına ilişkin faiz kararı, 11 Aralık 2025 Perşembe günü kamuoyuna açıklanacak. Toplantı sonuçlarının saat 14.30'da duyurulması geleneksel olarak bekleniyor. Takvimin kesinleşmesiyle birlikte, yatırımcıların ve ekonomistlerin dikkati tamamen bu tarihe odaklandı.
Son Karar ve Mevcut Faiz Oranları
PPK, bir önceki Ekim ayı toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında indirime gitmişti. Kararla, bu oran %40,5'ten %39,5 seviyesine çekildi. Bu hamleyle birlikte Merkez Bankası'nın diğer kritik faiz koridorları da aşağı yönlü revize edildi.
Gecelik borç verme faizi %43,5'ten %42,5'e, gecelik borçlanma faizi ise %39'dan %38'e indirildi. Bu adımlar, para politikasında bir gevşeme sürecinin devam ettiğinin sinyali olarak yorumlanmıştı.
Piyasa Katılımcılarının Beklentileri Ne Yönde?
TCMB tarafından düzenli olarak yayımlanan Piyasa Katılımcıları Anketi, finansal aktörlerin beklentilerine dair önemli ipuçları sunuyor. Anketin son sonuçlarına göre, katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı'ndaki cari ay sonu gecelik faiz beklentisi bir önceki dönemdeki %39,15 seviyesinden hafif bir yükselişle %39,35'e ulaşmış durumda.
Ankette dikkat çeken bir diğer veri ise doğrudan Aralık ayı PPK toplantısına ilişkin. Katılımcıların, Aralık ayı için bekledikleri TCMB politika faizi ortalaması %38,28 olarak kaydedildi. Bu beklenti, mevcut %39,5'lik politika faizinden daha düşük bir seviyeye işaret ediyor ve piyasada bir kısım katılımcının yeni bir indirim beklentisi içinde olduğunu gösteriyor.
Ekonomi çevreleri, 11 Aralık'ta açıklanacak kararın ve kurulun açıklamasında yer alacak mesajların, sadece kısa vadeli piyasa dinamiklerini değil, aynı zamanda 2026 yılının ilk çeyreğine yönelik ekonomik politikaların şekillenmesinde de belirleyici rol oynayacağını düşünüyor. Tüm gözler, enflasyon görünümü, kur seviyeleri ve büyüme dengeleri ışığında alınacak bu kritik karara çevrilmiş durumda.