
İşte beklenmedik bir gelişme daha! Yeni Zelanda ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde tam anlamıyla bir sürpriz yaparak küçülme kaydetti. Kimse böylesini tahmin etmemişti doğrusu.
İstatistik ofisinin açıkladığı verilere göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yılın ilk üç ayında %0.1 oranında daraldı. Dördüncü çeyrekte yaşanan %0.3'lük küçülmenin ardından gelen bu haber, ekonomistleri oldukça şaşırttı. Zira onlar %0.1'lik bir büyüme bekliyorlardı.
Teknik Olarak Resesyona Girdi Mi?
Bu sorunun cevabı biraz karmaşık. Geleneksel tanıma göre, bir ekonominin resesyona girmesi için iki çeyrek üst üste küçülmesi gerekiyor. Ancak Yeni Zelanda'nın nüfus artış hızı o kadar yüksek ki, kişi başına düşen GSYİH aslında son beş çeyrektir düşüşte. Yani durum göründüğünden daha ciddi olabilir.
Peki Ya Faizler?
Merkez Bankası'nın bu gelişmeler karşısında ne yapacağı herkesin merak konusu. Şu anda faiz oranları %5.5 seviyesinde ve son zamanların en yüksek değerlerinden biri. Fakat ekonomideki bu beklenmedik kötüleşme, faiz indirimi için baskıları artırıyor.
Westpac şirketinin kıdemli ekonomisti Michael Gordon'a kulak verirsek: "Merkez Bankası'nın kasım ayında faiz indirimine başlayacağını düşünüyoruz. Bugünkü veriler bu görüşümüzü destekler nitelikte." diyor. Yani uzmanlar indirim beklentisi içinde.
Ekonomiyi Darboğaza Sokan Nedenler
- Perakende satışların beklenenden daha zayıf seyretmesi
- İnşaat sektöründeki durgunluk
- İmalat sanayiindeki üretim azalışı
- Yüksek enflasyon ve faiz oranlarının tüketimi baskılaması
Aslında Yeni Zelanda ekonomisi pandemi sonrası toparlanma sürecinde oldukça iyi performans göstermişti. Ancak son dönemdeki bu kötüleşme, global ekonomik belirsizliklerin etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Merkez Bankası'nın önümüzdeki toplantıda ne karar alacağını hep birlikte göreceğiz. Faiz indirimi gelirse, bu Yeni Zelanda doları üzerinde baskı yaratabilir. Ama ekonomi canlanana kadar da bu yola başvurmak gerekebilir.
Sonuç olarak, Yeni Zelanda'nın yaşadığı bu beklenmedik ekonomik küçülme, global ekonominin ne kadar öngörülemez olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Merkez Bankası'nın hamlelerini merakla takip edeceğiz.