Gittikçe ağırlaşan faiz yükü altında inleyen Türkiye iş dünyası, artık 'yeter' diye haykırıyor. Ticari kredilerdeki yüzde 45'lere varan faiz oranları, küçük büyük demeden tüm işletmeleri adeta nefessiz bırakmış durumda.
Düşünsenize - neredeyse her iki liradan birini sadece faiz olarak ödüyorsunuz. Bu nasıl bir yük? İş insanları, bu koşullarda ayakta kalmanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirtiyor.
Bankaların Sessiz Çığlığı
İlginçtir, sadece işletmeler değil bankalar da bu durumdan memnun değil. Mevduat maliyetleri o kadar yüksek ki, kredi faizlerini düşürmeleri mümkün görünmüyor. Bir bankacının dediği gibi, "Biz de bu faizleri istemiyoruz ama mecburen uyguluyoruz."
Aslında durum şu: Mevduat faizleri yüzde 42-43 bandında seyrederken, bankaların kâr marjı koymasıyla ticari kredi faizleri yüzde 45'in üzerine çıkıyor. Bu da işletmeler için tam anlamıyla bir kâbus demek.
KOBİ'ler İçin Hayat Mücadelesi
Küçük ve orta ölçekli işletmeler ise durumun en ağır bedelini ödeyenler. Nakit akışı sıkıntısı çeken KOBİ'ler, yüksek faizli kredilere mahkum ediliyor. Bir KOBİ sahibinin içler acısı hali: "Ya borçlanıp faiz ödeyeceksiniz ya da işinizi kapatacaksınız."
Üstelik bu sadece finansal bir mesele değil - insanların geçim kaynakları, ailelerin geleceği söz konusu. Her gün onlarca işletme, bu ağır yük altında kapanmak zorunda kalıyor.
Çözüm Önerileri ve Beklentiler
Peki ne yapılmalı? İş dünyası temsilcileri acil önlem paketi talep ediyor. Öncelikle mevduat faizlerinin düşürülmesi gerekiyor ki, kredi faizleri de aşağı çekilebilsin.
Bir diğer öneri de KOBİ'lere yönelik özel finansman modelleri geliştirilmesi. Düşük faizli, uzun vadeli kredi imkanları hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, bu faiz ortamında kimse kazanmıyor. Ne işletmeler ne bankalar ne de ekonomi... Acil ve radikal çözümlere ihtiyaç var, yoksa çok geç olabilir.
