İnanılır gibi değil ama gerçek: Türkiye, elektrikli araçların geleceğini şekillendiren dev bir hamleyle dünya sahnesinde fırtına gibi esiyor. 2025 yılına damgasını vuran o yatırım rakamı açıklandığında, herkesin kaşları bir hayli yukarı çıktı – tam 665 milyon euro. Evet, yanlış duymadınız.
Bu muazzam kaynak, ülke genelinde filizlenen elektrikli araç şarj istasyonu ağını beslemek için seferber edildi. Ve işte sonuç: Türkiye, küresel ligdeki yerini sağlamlaştırarak dünyada ilk altı ülke arasına girmeyi başardı. Kim derdi ki?
Peki Bu Dev Yatırım Nereye Gitti?
Paranın büyük kısmı, şehir içlerinden otoyol kenarlarına kadar uzanan yüzlerce hızlı ve orta hızlı şarj ünitesinin kurulumuna aktarıldı. Sürücüler artık 'şarjım bitecek' endişesi duymadan kilometrelerce yol katedebiliyor. İstanbul'dan İzmir'e, Ankara'dan Antalya'ya kesintisiz bir elektrik rotası hayal değil.
Üstelik sadece büyükşehirler de değil hedef – Anadolu'nun daha küçük ilçeleri bile bu altyapı devriminden nasibini alıyor. Yatırımın sosyal ve bölgesel adalet boyutu da asla gözden kaçmıyor.
Küresel Sıralama Neden Bu Kadar Önemli?
Çünkü bu, sıradan bir yatırım listesi değil. Bu liste, bir ülkenin geleceğe olan inancının ve vizyonunun bir göstergesi. Türkiye'nin ilk altıda yer alması, yalnızca ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda teknolojik özgüven ve çevreci taahhüt anlamına da geliyor.
Avrupa'nın en güçlü ekonomileriyle aynı kategoride anılmak… Bu, hafife alınacak bir başarı değil. Ülke olarak otomobil endüstrisinde yeni açılan bu kapıdan girmekte kararlıyız.
Peki ya sonra? Bu altyapıyı daha da ileri taşımak ve yerli teknolojiyi entegre etmek için çalışmalar şimdiden sürüyor. Belki de önümüzdeki yıl ilk beşe girmek hayal olmayacak. Sonuçta, Türkiye'nin hızına kimse yetişemiyor!
