Evet, tam da beklediğimiz gibi! Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın yerine geçen Yumaklı, adeta bir fırtına gibi esti ve Çin ile olan ticari ilişkilerimizde yepyeni bir sayfa açtı. Duyduklarınız sizi şaşırtabilir - beni de şaşırttı açıkçası.
Bakan Yumaklı'nın açıklamaları öyle sıradan diplomatik laflar değil. Tam tersine, somut adımlar ve net hedefler üzerine kurulu. "Çin'le yeni ticaret anlaşmaları imzaladık" demekle yetinmiyor, bunun Türkiye ekonomisine nasıl yansıyacağını madde madde anlatıyor.
İhracat Rakamları Tavan Yapacak
Gelgelelim asıl bomba habere: Bu anlaşmalar sayesinde ihracatımızın önü gerçekten açılıyor. Yani öyle 'belki olur' falan değil - somut, elle tutulur bir artış bekleniyor. Kimileri bunu 'ticarette çığır açan hamle' olarak yorumluyor, kimileri ise 'zamanında atılmış doğru bir adım' diye nitelendiriyor.
Peki ne mi değişecek? Şöyle söyleyeyim: Çin pazarına girişimiz kolaylaşacak, ürün çeşitliliğimiz artacak ve -inanın bana- rekabet gücümüz katlanacak. Bu işin arka planında ciddi bir diplomasi trafiği var aslında. Görünen o ki, her iki taraf da kazan-kazan formülünde buluşmuş.
Detaylar Konuşuluyor
Bakan'ın üzerinde özellikle durduğu noktalardan biri de 'karşılıklı fayda' ilkesi. Yani tek taraflı bir durum söz konusu değil. Türk iş dünyası Çin'e açılırken, Çinli yatırımcılar da Türkiye'de yeni fırsatlar bulacak. Adeta iki yönlü bir köprü kuruluyor, hem ticari hem de stratejik anlamda.
Düşünsenize, Çin gibi dev bir pazarın kapıları bize daha fazla aralanıyor. Bu sadece büyük şirketler için değil, KOBİ'lerimiz için de altın değerinde bir fırsat aslında. Yeter ki doğru stratejiyle ilerleyelim ve bu fırsatı kaçırmayalım.
Velhasıl, Bakan Yumaklı'nın açıklamaları Türkiye-Çin ticaretinde yeni bir dönemin habercisi gibi. Bakalım önümüzdeki aylarda bu anlaşmaların meyvelerini toplamaya başlayacak mıyız? Görünen o ki, ihracatımız için gerçekten parlak günler bizi bekliyor.
