Dünya havacılık sahnesinde adından sıkça söz ettiren Türk Hava Yolları, gerçekten çıtayı bir hayli yükselten bir hamleye daha imza attı. Boeing'le el sıkıştılar ve 2035'i hedefleyen uzun soluklu bir iş birliğinin temellerini attılar. Bu, sıradan bir sipariş değil, adeta stratejik bir yatırım hamlesi.
Peki ne mi olacak? THY'nin filosu, 150'yi aşkın yeni Boeing uçağıyla tanışacak. Bu rakamı duyunca insan ister istemez "Vay canına!" demekten kendini alamıyor. Hem 787 Dreamliner'lar hem de 777-9 modelleri, Türk Hava Yolları'nın amblemini taşıyacak. Özellikle 777-9'lar, şu an için piyasanın en yeni ve en gelişmiş geniş gövdeli uçakları arasında gösteriliyor.
Strateji ve Büyüme El Ele
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat'ın açıklamaları, durumu özetler nitelikte: "Küresel bir marka olma yolundaki kararlılığımızın bir göstergesi." Hakikaten de öyle. Bu anlaşma, sadece uçak almak değil, aynı zamanda Türkiye'yi bir havacılık merkezi haline getirme vizyonunun da somut bir kanıtı. Yeni uçaklar, mevcut filonun modernizasyonu ve kapasite artışı anlamına geliyor. Daha fazla yolcu, daha fazra noktaya, daha verimli uçuşlar... Kulağa hoş geliyor, değil mi?
Boeing'in Commercial Airplanes CEO'su Stan Deal da aynı heyecanı paylaşıyor gibi görünüyor. THY'nin büyüme vizyonuna verdikleri desteği vurguluyor. Bu tür uzun vadeli iş birlikleri, her iki taraf için de istikrar demek. Havacılık sektörü inişli çıkışlı olabiliyor, böyle sağlam anlaşmalar ise geleceğe güvenle bakmayı sağlıyor.
Peki Ya Detaylar?
- Uçak Tipleri: 787-9 Dreamliner ve 777-9 modelleri ön planda. Dreamliner'lar yakıt verimliliğiyle, 777-9'lar ise kapasitesiyle dikkat çekiyor.
- Zamanlama: Teslimatlar kademeli olarak başlayacak ve 2035 yılına kadar sürecek. Sabırsızlıkla bekleyeceğiz anlaşılan.
- Hedef: Filo genişlemesinin yanı sıra, daha yaşlı ve verimsiz uçakların yerini alarak operasyonel maliyetleri düşürmek de bir diğer önemli amaç.
Sonuç olarak, bu anlaşma THY için sadece bir 'uçak alımı' değil, adeta küresel ligdeki yerini sağlamlaştıran bir beyandır. Yolcu memnuniyetinden operasyonel verimliliğe, çevresel sürdürülebilirlikten ekonomik katkıya kadar birçok alanda olumlu etkileri olacağı aşikar. Havacılık tutkunları ve seyahat severler için de heyecan verici haberler bunlar. Bakalım, sıradaki sürpriz ne olacak?
