
Vay canına! Türk denizciliği adeta kanatlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun paylaştığı o nefes kesici istatistikler, ülkemizin denizlerdeki gücünü gözler önüne serdi.
Şimdi düşünün: Tam 46 milyon 800 bin grostonluk bir filo. Bu rakamlar sadece sayılardan ibaret değil, aynı zamanda Türkiye'nin deniz ticaretindeki olağanüstü yükselişinin bir göstergesi. Bakan Uraloğlu'nun da altını çizdiği gibi, bu başarı tesadüf değil.
Rekor Büyüme ve Hedefler
Geçtiğimiz yıl filo büyüklüğümüz %9.2 oranında artış gösterdi. Bu ne demek? Neredeyse her on gemiden birinin kapasitesi artmış oldu. Denizcilik sektörü adeta bir lokomotif gibi ülke ekonomisini çekiyor.
Peki ya hedefler? 2028 yılına kadar 60 milyon groston barajını aşmak. Bu, şu anki büyüklüğün neredeyse %30 daha fazlası demek! Bakanlık bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Filo Kompozisyonundaki Çeşitlilik
İşin ilginç yanı, filomuzun çeşitliliği. Tankerler, konteyner gemileri, dökme yük gemileri... Her biri deniz ticaretinin farklı bir kolunda hizmet veriyor. Bu çeşitlilik, Türk denizciliğinin ne kadar sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösteriyor.
Öyle ki, dünya deniz ticaretinin %3'ünü tek başına üstlenmiş durumdayız. Bu küçük bir oran gibi görünebilir ama küresel ölçekte düşününce devasa bir rakam.
Bakan Uraloğlu'ndan Kritik Açıklamalar
Bakanın açıklamaları arasında en dikkat çekici olanlardan biri de "Denizcilik sektörü, ülke ekonomimizin bel kemiğidir" ifadesi oldu. Haklı da! Deniz yolu taşımacılığı, ihracatımızın can damarı konumunda.
Bir diğer önemli nokta ise istihdam. Denizcilik sektörü on binlerce kişiye doğrudan istihdam sağlıyor. Bu rakamlar sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda sosyal refahı da etkiliyor.
Sonuç olarak, Türk denizciliği adeta bir fırtına gibi esiyor. Dünya 10.'luğu sadece bir başlangıç. Önümüzdeki yıllarda daha büyük sürprizler bizi bekliyor olabilir. Ne dersiniz?