Tam da şu sıralar, Türkiye'nin asansör sektörü adeta kanatlanıyor. Yerli üreticiler, artık sadece iç piyasayla yetinmiyor; dünyanın dört bir köşesine açılıyor. Hem de öyle böyle değil, ciddi bir ihracat hamlesiyle!
Düşünsenize, bir zamanlar ithalata bağımlı olduğumuz bu sektörde şimdi tam 150'den fazla ülkeye mal satıyoruz. Bu nasıl bir dönüşüm? Asansör dendiğinde akla gelen markalar artık Türk isimleri olmaya başladı desek yeri.
Kalite ve Teknoloji İhracatın Anahtarı Oldu
Peki ne oldu da bu kadar hızlı bir atılım yapabildik? Cevap aslında oldukça net: Kalite ve teknolojiye yapılan yatırımlar. Yerli üreticiler, sadece üretim yapmakla kalmadı; AR-GE'ye yöneldi, en son teknolojileri takip etti ve hatta kendi inovatif çözümlerini geliştirdi.
Öyle ki artık Türk yapımı asansörler, en katı uluslararası standartları bile rahatlıkla karşılayabiliyor. Bu da güven veriyor tabii - yurt dışındaki müşteriler için en önemli kriterlerden biri.
Hedef Büyük: 2 Milyar Dolar İhracat
Sektör temsilcileri oldukça iddialı konuşuyor. 2024 için koydukları ihracat hedefi tam 2 milyar dolar! Bu rakam, sektörün ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor aslında.
En çok talep hangi ülkelerden geliyor derseniz, Orta Doğu ve Avrupa başı çekiyor. Ama Asya ve Afrika pazarında da ciddi bir büyüme potansiyeli var. Türk müteahhitlerin yurt dışındaki projeleri de bu ihracatın lokomotifi haline gelmiş durumda.
Yerli Üretimin Gücü
İşin en güzel yanı, bu başarının tamamen yerli kaynaklarla sağlanmış olması. Yani dışa bağımlılık azalırken, katma değeri yüksek ürünlerle ekonomimize ciddi bir katkı sağlanıyor. Hem de istihdam anlamında binlerce kişiye iş kapısı oluyor bu sektör.
Son dönemdeki kur dalgalanmaları ve küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar da yerli üretimin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Yerli asansör sektörü bu zorlu dönemi fırsata çevirmeyi bildi adeta.
Kısacası, Türk asansör sektörü küresel arenada adından söz ettiren bir marka haline geldi. Ve görünen o ki bu başarı hikayesi daha yeni başlıyor. Önümüzdeki dönemde çok daha büyük sürprizlerle karşılaşmamız işten bile değil!
