Eylül ayının gelmesiyle birlikte gözler yaz dönemi ekonomik performansına çevrildi. TÜİK'in bugün açıkladığı Ağustos ayı işsizlik rakamları ise adeta bir soğuk duş etkisi yarattı diyebiliriz. Rakamların hikayesi sandığımızdan daha karmaşık çıktı.
İşsizlik oranı temmuzda yüzde 8,9 seviyesindeyken, ağustosta yüzde 8,6'ya gerilemiş. İlk bakışta "oh, iyi haber" diyebilirsiniz ama durum o kadar basit değil. Zira işsiz sayısı da 3 milyon 43 bin kişi olarak kayıtlara geçmiş.
Peki Bu Rakamlar Ne Anlama Geliyor?
Aslında işsizlikteki bu düşüşün arka planında ilginç bir dinamik var. İşgücüne katılım oranı yüzde 53,1'den yüzde 52,8'e düşmüş. Yani belki de daha az insan iş arıyor, bu yüzden oran düşük görünüyor. Kafanız karıştı değil mi? Haklısınız, bu istatistikler bazen gerçeğin tamamını yansıtmıyor.
Tarım dışı işsizlik oranının yüzde 10,3 olması ise kentlerdeki istihdam sorununun hala ciddiyetini koruduğunu gösteriyor. Genç nüfusta işsizlik oranının yüzde 15,9 olması da özellikle üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığını bir kez daha hatırlatıyor bize.
İstihdamda Mevsimsel Dalgalanma
Yaz aylarında tarım sektöründeki geçici istihdamın etkisi her zaman hissediliyor. Ama bu yılki rakamlar bize mevsimsel etkilerin ötesinde bir tablo sunuyor. İstihdam oranı yüzde 48,3, yani çalışma çağındaki her 100 kişiden 48'i işe sahip.
Kadınlarda işsizlik oranının yüzde 10,7, erkeklerde ise yüzde 7,5 olması ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin istihdam piyasasındaki yansımasını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu farkın kapanması için daha alınacak çok yol var anlaşılan.
Rakamlar bize ne söylüyor? Ekonomideki toparlanmanın istihdam piyasasına tam olarak yansımadığını, özellikle gençler ve kadınlar için iş bulmanın hala zor olduğunu gösteriyor. Uzmanların dediği gibi, istihdam yaratmak sadece büyüme oranlarıyla ilgili değil, aynı zamanda doğru sektörlerin desteklenmesiyle de alakalı.
