Alman endüstrisinin ağır toplarından Bosch, adeta bir bomba etkisi yaratan bir karara imza attı. Evet, yanlış duymadınız - dünya genelinde tam 13.000 çalışanın kapı önüne konulacağı açıklandı. Bu rakam, şirketin küresel işgücünün neredeyse yüzde 7'sine denk geliyor ki, hiç de azımsanacak bir oran değil.
Peki ne oluyor da böyle bir karar alınıyor? Aslında durum oldukça net: otomotiv sektörü bildiğiniz gibi son dönemde ciddi bir darboğazdan geçiyor. Elektrikli araçlara geçiş sancıları, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve küresel ekonomik belirsizlikler derken, şirketler için zorlu bir dönem kapıda.
Türkiye'deki Çalışanlar İçin Endişe Büyüyor
Bosch'un Türkiye'deki varlığı düşünüldüğünde -ki Bursa, Manisa ve İstanbul'da önemli tesisleri bulunuyor- akıllara ilk gelen soru şu: "Peki ya Türkiye'deki çalışanlar?" Şirket yetkilileri bu konuda net bir açıklama yapmaktan kaçınsa da, içeriden sızan bilgilere göre yerel operasyonların da bu küresel dalgadan etkilenmesi kuvvetle muhtemel.
Zaten şirketin CFO'su Markus Forschner'ın yaptığı açıklamalar da durumun vahametini ortaya koyuyor: "2026 yılına kadar yıllık maliyetlerden 1.5 milyar euro tasarruf etmeyi hedefliyoruz" diyor. Bu, hiç de hafife alınacak bir rakam değil.
Peki Ya Sonrası?
Aslında bu hamle, otomotiv sektöründeki daha büyük bir dönüşümün habercisi olabilir. Elektrikli araç üretiminin geleneksel motorlara kıyasla daha az işgücü gerektirdiği düşünülürse, belki de önümüzdeki dönemde benzer haberleri daha sık duyacağız.
Bosch'un bu kararı, sadece 13.000 ailenin değil, tüm sektör çalışanlarının yüreğine bir ateş düşürdü. Umarım bu zorlu süreç, çalışanlar için en az hasarla atlatılır. Çünkü işini kaybetmek -hele de böyle belirsiz bir ekonomik ortamda- gerçekten yürek burkan bir durum.
