İnanılır gibi değil ama gerçek. Tugay şirketinde çalışanlar adeta bir sabah uyandıklarında kendilerini kapının önünde buldular. Tam 40 kişi... Kafelerde, evlerde, iş yerlerinde konuşulan o meşhur söz burada da geçerli: "Bir el veriyor, öteki el alıyor."
Şirketin son dönemdeki davranışları gerçekten kafa karıştırıcı. Bir yandan yeni personel alımı yapıyorlar - hatta bu konuda oldukça heyecanlı ve hızlı davrandılar. Ama diğer yandan, belki de aynı ofislerde çalışan, yıllarını vermiş insanları kapı dışarı ediyorlar. Bu nasıl bir mantık anlamak mümkün değil doğrusu.
Çalışanlar Ne Diyor?
Ortalık tam bir şok ve hayal kırıklığı havasında. İşini kaybedenlerden biri, "Daha geçen ay yeni bir ekip arkadaşı gelmişti, onun eğitimiyle uğraşıyorduk" diyor sesi titreyerek. "Şimdi ikimiz de işsiziz. Bu nasıl bir yönetim anlayışı?"
Başka bir çalışanın sözleri ise daha da çarpıcı: "Kendimi bir film setinde gibi hissediyorum. Bir gün her şey normal, ertesi gün güvenlik görevlileri eşliğinde eşyalarımızı toplayıp çıkıyoruz. Hiçbir açıklama, hiçbir mantıklı sebep yok."
Şirketin Tutumu Ne?
Şirket yönetiminden gelen açıklamalar -eğer varsa- oldukça yetersiz. Resmi bir açıklama yapılmadığı gibi, çalışanlar da ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyor. Bu durum, şirketin insan kaynakları politikalarının ne kadar şeffaf olduğu sorusunu da akıllara getiriyor.
İşin ilginç yanı, aynı dönemde şirketin hala iş ilanları vermeye devam etmesi. Bu çelişki, dışarıdan bakanlar için bile oldukça dikkat çekici. Sizce de garip değil mi?
Peki Ya Hukuki Boyut?
İş hukuku uzmanları bu tür toplu işten çıkarmaların yasal dayanaklarının çok sağlam olması gerektiğini söylüyor. Ancak buradaki durum, biraz... nasıl desem, bulanık. Çalışanlar haklarını aramak için hukuki yollara başvurmayı düşünüyorlar gibi görünüyor.
Şöyle bir gerçek var ki: Türkiye'de iş kanunları çalışanları korumak için var. Ama uygulamada bazen işler farklı yürüyor. Buradaki durumun da yasal olup olmadığını zaman gösterecek.
Sonuç Ne Olacak?
Bu olay, sadece 40 kişinin işini kaybetmesinden ibaret değil. Aynı zamanda şirket kültürü, güven ve iş etiği hakkında da ciddi sorular ortaya koyuyor. Çalışanlar artık kendilerini güvende hissetmiyorlar - ki bu da verimlilik ve motivasyon üzerinde olumsuz etki yapıyor.
Belki de en acı olanı, insanların hayatlarının bir anda altüst olması. Krediler, aile sorumlulukları, gelecek planları... Hepsi bir anda belirsizliğe dönüşüyor. Bu sadece istatistik değil, gerçek hayat hikayeleri.
Şirketin bu tutumu uzun vadede kendisine de zarar verebilir. Çünkü kimse kendini güvende hissetmediği bir yerde çalışmak istemez. Ve bu tür haberler, şirketin itibarını ciddi şekilde zedeler.