Zeytinburnu'nda Kentsel Dönüşüm Dramı: Behiye Teyze'nin 'Duvarımı Geri İstiyorum' Çığlığı
Kentsel Dönüşüm Mağduru Behiye Teyze: Duvarımı İstiyorum

O 85 yıllık ömründe kim bilir kaç hikaye biriktirmişti o duvarların arasında. Şimdi önünde yığılı halde duruyorlardı - Behiye teyzenin tüm geçmişi, anıları, hayalleri. Zeytinburnu'ndaki kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında evinin duvarı yıkılan yaşlı kadın, adeta hayatının da bir parçasının elinden alındığını hissediyordu.

"Beni bu yaşta böyle mi yaparlar?" diye soruyordu gözleri dolmuş bir şekilde. Sesindeki o kırgınlık, belki de en çok da anlaşılamamanın verdiği üzüntüyü yansıtıyordu. "Duvarımı geri istiyorum" sözleri ise sadece bir duvar için değil, kaybettiği güvenlik hissi, mahremiyeti ve evinin bütünlüğü için attığı bir çığlıktı.

Bir Gecede Her Şey Değişti

O gece ansızın gelen inşaat ekipleri ve iş makineleriyle hayatı altüst olmuştu. Düşünsenize - yıllardır içinde yaşadığınız, her köşesinde bir anınızın saklı olduğu evinizin bir duvarı bir gecede yok oluyor. Geriye ne mi kalıyor? Açıkta kalmış bir oda, savunmasız hissettiren bir boşluk ve derin bir hayal kırıklığı.

Behiye teyzenin durumu aslında kentsel dönüşümün pek konuşulmayan yüzünü gözler önüne seriyor. Evet, yeni binalar, modern yaşam alanları güzel de - ya bu süreçte mağdur olan insanlar? Özellikle de yaşlılar, kendilerini korumakta zorlananlar?

"Kapımın Önüne Kadar Geldiler"

Olayın en can acıtan kısmı belki de hiçbir uyarı yapılmadan gerçekleşmiş olması. "Kapımın önüne kadar geldiler" diye anlatıyor teyze. Bir insanın kendi evinde bile güvende hissetmemesi ne acı değil mi? Sanki o duvar sadece tuğla ve harcın birleşiminden ibaret değil de, onun dünyasıyla dışarıdaki dünya arasındaki son sınırmış gibi.

Mahalleli ise duruma tepkili. Komşularından biri, "Bu yaşlı kadına bu kadarını reva gördüler" diyor, sesindeki öfke gizlenemiyor. Bir diğeri ise "Yapılacak kentsel dönüşümün insani yüzü olmalı" diye ekliyor.

Yetkililer Ne Diyor?

Belediye yetkilileri konuyla ilgili açıklama yapsa da, Behiye teyzenin yaşadığı travmayı geri getiremiyor. Teknik detaylar, yasal prosedürler - bunların hiçbiri bir insanın evinin bütünlüğünün ihlal edilmesinin verdiği rahatsızlığı telafi edemez ki.

Aslında mesele sadece bir duvarın yıkılması değil. Mesele, insanların yaşam alanlarına saygı duyulması, özellikle de yaşlı ve savunmasız bireylerin haklarının korunması. Kentsel dönüşüm elbette gerekli ama nasıl yapıldığı da en az kendisi kadar önemli.

Behiye teyze şimdi ne mi yapıyor? O yıkılan duvarın yerinde duran boşluğa bakıp, belki de kaybettiği şeylerin muhasebesini yapıyor. Umuyoruz ki hakkı en kısa sürede teslim edilir ve bu tür durumlar başka kimselerin başına gelmez.