
Güneşin kavurucu sıcaklarının hissedildi Temmuz ayında, Türkiye'nin otomotiv sektörü de adeta motorlarına son gazı verdi. Öyle ki, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen ihracatın boyutu 3.8 milyar doları buldu - ki bu, sektörün ne denli dinamik olduğunu gözler önüne seriyor.
Kim derdi ki, pandemi sonrası küresel tedarik zincirindeki aksaklıkların gölgesinde böylesine parlak bir performans sergilenecek? Ancak rakamlar ortada: Türk otomotiv endüstrisi, adeta bir filtre kahvesi gibi tüm zorlukları süzerek başarıya ulaştı.
Avrupa'nın Gözdesi Olma Yolunda
Özellikle elektrikli araç üretimindeki atılımlar, Türkiye'yi Avrupa'nın gözde üretim merkezlerinden biri haline getiriyor. Sanki bir satranç oyununda doğru hamleler yapılıyor gibi - her adım, sektörü daha da güçlendiriyor.
Peki bu başarının arkasında ne var? Uzmanlara göre:
- Yerli üretimin artan kalitesi (artık 'Made in Turkey' markası fark yaratıyor)
- Üreticilerin küresel taleplere hızlı adaptasyonu
- Döviz kurlarındaki dalgalanmalara rağmen rekabetçi fiyat politikaları
Bir otomotiv sektörü çalışanının dediği gibi: "Biz bu işi sadece yapmıyoruz, yaşıyoruz." Ve bu tutku, rakamlara da yansıyor.
Gelecek Daha da Parlak Olabilir
Önümüzdeki aylarda, özellikle batarya teknolojilerine yapılacak yatırımların sektörü daha da ileri taşıyacağı konuşuluyor. Tıpkı bir yarış pistindeki son tur gibi - herkesin gözü, Türk otomotiv sektörünün sıradaki hamlelerinde.
Sonuç olarak? Temmuz ayındaki bu performans, sadece bir başlangıç olabilir. Çünkü bu sektör, tıpkı iyi bakılmış bir araba gibi - kilometre yaptıkça değer kazanıyor.