Gözyaşı artık pizzaların üzerine damlıyor. Dünyanın en ikonik pizza zincirlerinden Domino's, belki de tarihinin en sarsıcı dönemecinden geçiyor. Ve bu sefer sorun, pepperoninın kalitesi ya da teslimat süreleri değil.
Her şey, İsrail-Filistin geriliminin ardından patlak veren küresel boykot dalgasıyla başladı. Domino's Pizza'nın İsrail'e verdiği destek –ya da en azından öyle algılanan tutumu– sosyal medyada bir anda yangına dönüştü. Hashtag'ler trend oldu, çağrılar yayıldı, ve müşteriler birer ikişer kapılarından döndü.
Peki sonuç? Neredeyse bir gecede, dev bir marka titremeye başladı.
Finansal Çöküş: Rakamlar Donduracak Cinsten
Şirketin hisseleri adeta bir kâbus yaşıyor. Borsada serbest düşüş yapan hisse senetleri, yatırımcıları paniğe sürükledi. Kimi analistler "toparlanır" dedi, kimi ise "bu sonun başlangıcı" diye fısıldadı. Ama rakamlar acımasız: Değer kaybı yüzde 30'ları aşmış durumda. Yani, milyarlarca dolar, buğulu camlar ardındaki pizzalar uğruna buharlaştı.
Franchise'lar için durum daha da vahim. Özellikle Orta Doğu ve müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerde onlarca şube, müşterisizlikten kapılarına kilit vurmak zorunda kaldı. "Artık gelen telefonlar sipariş için değil, tehdit için" diyen bir franchise sahibinin sesi titriyordu adeta.
"Biz Sadece Pizza Satıyoruz" Çağrısı Etkisiz Kaldı
Domino's üst yönetiminin acil açıklamaları –"siyasetle ilgimiz yok", "biz sadece pizza yapıyoruz"– bir işe yaramadı. Hatta belki de daha çok öfke çekti. Çünkü küresel bir marka olmanın bedeli, artık sadece lezzetli bir ürün sunmak değil. Tüketiciler, paralarının nereye gittiğini, hangi değerleri finanse ettiğini sorguluyor. Ve görünen o ki, bu sorgulama, bir pizza kutusundan çok daha ağır.
Bu olay, sadece Domino's için değil, tüm küresel markalar için bir uyarı niteliğinde. Sosyal ve politik hassasiyetler, artık menülerden çok daha önemli. Bir retweet, bir açıklama –hatta bazen bir SESSİZLİK– bir markayı on yıllar sonra bile sallayabiliyor.
Peki, Domino's bu fırtınayı atlatabilecek mi? Bazıları markanın gücüne güveniyor. Diğerleri ise, müşteri sadakatinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gördüğümüzü söylüyor. Kesin olan bir şey var: Pizza endüstrisi –ve belki de tüm fast food sektörü– bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
