
Kim derdi ki? Nisan ayı, İngiltere'nin alışveriş çılgınlığına tanık olacak. Öyle ufak tefek bir artış falan da değil, resmen bir patlama yaşandı. İstatistik ofisinin açıkladığı o rakamlar, ekonomistlerin hemen hepsini şaşkınlığa uğrattı desek yeri.
Gıda marketlerindeki hareketlilik mi dersiniz, giyim mağazalarının önündeki kuyruklar mı? Her şey birden hareketlendi. İnsanlar sanki uzun bir kış uykusundan uyanmış da, ilk iş olarak cüzdanlarını konuşturmaya karar vermiş gibiydi. Bu, tüketicinin aslında ne kadar dirençli olduğunun da bir kanıtı aslında.
Rakamlar Konuşuyor: Beklentileri Katladı!
Pazardaki analistler, belki mütevazı bir %0.4'lük artış bekliyorlardı. Olan oldu ve rakam tam dört katına çıkarak %1.2'yle geldi! Mart ayındaki %0.2'lik düşüşü unutturacak cinsten bir sıçrama. Üstelik bu, sadece aylık bazda değil; yıllık bazda da %0.7'lik bir büyümeye işaret ediyor. Yani, 'ekonomi kötüye gidiyor' naralarına inat, perakende verileri tam tersini haykırıyor.
İngilizler, özellikle süpermarket alışverişlerine ve yeni kıyafetlere abanmış durumda. Hava şartlarının düzelmesiyle birlikte, baharlık gardıroplarını yenilemek isteyenlerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. İnternetten alışveriş yapanların oranı ise bir miktar düşse de, hâlâ pandemi öncesi seviyelerin epey üstünde seyrediyor.
Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Şöyle düşünün: Tüketici cebindeki parayı harcamaya hazır hissediyorsa, bu genel ekonomik manzara için son derece olumlu bir sinyal. Faiz oranlarının yüksek seyretmesine rağmen, halkın harcama isteğinin kırılmamış olması, belki de enflasyonla mücadelede bir nebze olsun rahatlama getirebilir. Tabii, Merkez Bankası'nın bir sonraki hamlesini nasıl yapacağı ise şimdilik herkesin kafasındaki soru işareti.
Kısacası, İngiltere ekonomisi, perakende cephesinden gelen bu sürprizli ve son derece güçlü veriyle bir nefes aldı. Bakalım bu iyimser hava, önümüzdeki aylarda da devam edecek mi? Göreceğiz...