Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz kenevir bitkisi, şimdi de Türkiye'nin tarım politikalarında yeni bir sayfa açıyor. Sanki bir rüzgâr gibi esen bu gelişme, özellikle çiftçilerin yüzünü güldürecek cinsten.
Hani derler ya, "Toprağın hakkını vermek lazım" diye... İşte tam da bu noktada devreye giren yeni üretim modeli, kenevir yetiştiriciliğini adeta baştan yazıyor. (Hem de öyle böyle değil!)
Çiftçinin Cebine Para Kalacak Sistem
Şimdi şöyle bir düşünün: Geleneksel yöntemlerle uğraşırken bir yandan da devletin sıkı denetimleri altında üretim yapmak... Zor değil mi? Yeni model tam da bu sıkıntıları ortadan kaldırmak üzere tasarlanmış.
Öyle ki:
- Üretim süreçleri basitleştiriliyor
- Lisans alma işlemleri kolaylaşıyor
- Çiftçiye teknik ve mali destek sağlanıyor
"Peki bu işin ekonomik boyutu ne?" diye soracak olursanız, rakamlar oldukça umut verici. Kenevir yetiştiriciliğinin diğer tarım ürünlerine göre katbekat kârlı olduğu bir gerçek. Üstelik -şimdilik- rekabet de nispeten az.
Endüstriyel Kenevirde Fırsat Penceresi
Dokuma sanayisinden kozmetiğe, inşaattan biyoyakıta kadar geniş bir kullanım alanı olan bu bitki, adeta bir "altın bilezik" gibi. Tabii doğru işlendiği takdirde!
Uzmanların dilinden düşürmediği bir ayrıntı var: Türkiye'nin iklimi ve toprak yapısı, kaliteli kenevir üretimi için biçilmiş kaftan. Yeter ki bilinçli hareket edilsin, yeter ki doğru adımlar atılsın...
Son bir not düşelim: Bu modelin hayata geçmesiyle birlikte, ithalata bağımlı olduğumuz birçok ara malının yerli üretimi de mümkün hale gelecek. Yani "milli" bir hamle diyebiliriz buna.
