Avrupa'nın dijital ekranlara en çok kilitlenen ülkesi hangisi biliyor musunuz? Cevap, sandığınızdan çok daha yakın: Türkiye! Evet, yanlış duymadınız. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun açıkladığı son veriler, ülkemizin mobil kullanım süresinde Avrupa'nın tartışmasız lideri olduğunu ortaya koydu.
Bakan Uraloğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada adeta bomba etkisi yaratan bilgiler paylaştı. "Bizim vatandaşımız" dedi, "mobil cihazlarla adeta yapış yapış bir ilişki içinde." Rakamlar da bunu doğruluyor hani. Günlük ortalama 6 saat 12 dakika - bu süre neredeyse bir tam zamanlı çalışma mesaisi kadar!
Dünya Sıralamasında da Fena Değiliz
Peki Avrupa'da birinciyiz de, dünyada neredeyiz? Bakan'ın açıklamalarına göre, küresel ölçekte de hiç fena sayılmayız. Dünya dördüncülüğü kimseye kaptırmıyoruz. Şöyle bir düşünün: Brezilya, Güney Afrika ve Güney Kore'nin hemen arkasından geliyoruz. Asya devlerini sollamak işten bile değil yani.
Bu rakamlar sadece sosyal medya kaydırmaktan ibaret değil elbette. İşin içinde:
- Video izleme (YouTube, Netflix derken)
- Online oyunlar (özellikle gençler arasında)
- Anlık mesajlaşma uygulamaları
- Dijital bankacılık işlemleri
- E-ticaret alışverişleri
Hepsinin payı var. Artık banka kuyruğunda beklemek yerine cebimizdeki küçük ekrandan işlerimizi halleder olduk.
Altyapıda da Dev Yatırımlar
Peki bu kadar yoğun kullanımın altından nasıl kalkıyoruz? Bakan Uraloğlu bu sorunun cevabını da verdi: Altyapı yatırımlarıyla! 2025 yılına kadar fiber internet erişimini 41 milyon haneye ulaştırmayı hedeflediklerini açıkladı. Bu, neredeyse hanelerin tamamı demek!
Şu anda 36 milyon haneye fiber internet erişimi sağlandığını belirten Bakan, "Bu altyapı sayesinde dünyanın en hızlı internetlerinden birine sahibiz" diye ekledi. Haklı da - saniyede 100 megabit hıza ulaşan kullanıcı oranımız %85'i aşmış durumda.
Bir düşünsenize, daha beş yıl önce "internet çekmiyor" diye sinir krizleri geçirirdik. Şimdi ise otobüste, metroda, parkta - nerede olursak olalım - kesintisiz bağlantıya alıştık. Hatta alıştığımız da ne kelime, artık doğal hakkımız gibi görüyoruz.
Peki Bu Yoğun Kullanım Ne Anlama Geliyor?
Aslında bu istatistikler sadece teknik bir başarı öyküsünden ibaret değil. Toplumsal bir dönüşümün de habercisi. İnsanlarımızın:
- Dijital okuryazarlık seviyesinin arttığını
- Teknoloji adaptasyonunda hızlı olduğunu
- Mobil cihazları sadece iletişim için değil, eğlence, eğitim ve iş için de kullandığını
gösteriyor. Tabii bir de şu var: Acaba bu kadar çok ekran başında olmak gerçekten sağlıklı mı? O konu başka bir yazının konusu elbette.
Sonuç olarak, Türkiye dijital dünyada sadece tüketici değil, aynı zamanda aktif bir katılımcı konumunda. Bakan Uraloğlu'nun da altını çizdiği gibi, bu rakamlar ülkemizin dijital altyapısının ne kadar güçlü olduğunun da bir kanıtı. Gerçi bazen o kadar çok bağlıyız ki, "keşke biraz daha az bağlı olsak" diyesi geliyor insanın. Ama o da modern hayatın bir gerçeği işte!