Bankaların emeklilere yönelik promosyon yarışı adeta kızıştı derken, bu sefer gerçekten ciddi rakamlar havada uçuşuyor. Her ay düzenli olarak maaşlarını bankalardan alan emekliler için adeta bir cazibe merkezi haline gelen bu promosyonlar, bankaların müşteri portföyünü genişletmek için kullandığı en etkili silahlardan biri haline geldi.
Peki ne oluyor da bankalar bu kadar cömert davranıyor? Aslında cevap basit: milyonlarca emeklinin düzenli geliri, bankalar için oldukça "lezzetli" bir pasta. Kim reddedebilir ki?
Rekabetin Ortasında Kalan Emekliler Kazanıyor
Bankalar arasındaki bu amansız mücadeleden en karlı çıkan taraf ise hiç şüphesiz emekliler. Neredeyse her ay farklı kampanyalarla karşılaşıyorlar ve bu durum bazen kafaları karıştırsa da, sonuçta cüzdanlarına yansıyan ekstra gelirler hiç de fena değil.
Öyle ki bazı bankalar o kadar agresif davranıyor ki, rakibinden daha fazla promosyon vermek için neredeyse sınır tanımıyorlar. "Biraz abartmıyorlar mı?" diye düşünebilirsiniz ama işin gerçeği, müşteri kaybetmek istemiyorlar.
En Cömert Bankalar Belli Oldu
Piyasayı yakından takip edenlerin bildiği gibi, Ziraat Bankası geleneksel olarak en yüksek promosyon veren bankaların başında geliyor. Fakat bu sefer işler biraz daha farklı ilerliyor. Diğer bankalar da boş durmuyor ve Ziraat'in tahtını sallamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Vakıfbank, Halkbank ve diğer özel bankaların her biri, kendi müşteri profillerine göre stratejiler geliştiriyor. Kimi daha düşük promosyonla yetinirken, kimi ise "gel seni biz mutlu edelim" dercesine yüksek rakamlarla geliyor.
- Ziraat Bankası: Geleneksel olarak en yüksek promosyon veren
- Vakıfbank: Rakip bankalara kıyasla oldukça rekabetçi
- Halkbank: Orta segmentte dengeli bir politika izliyor
- Özel bankalar: Müşteri portföyüne göre değişkenlik gösteriyor
Aslında bu durum biraz da "kim daha fazla dayanabilir" oyununa benziyor. Bankalar, ne kadar süre bu yüksek promosyonları verebileceklerini hesaplamak zorunda. Çünkü bu işin bir de maliyet boyutu var - unutmayalım!
Emekliler Ne Yapmalı?
Bu rekabet ortamında emeklilere düşen en akıllıca hareket, bankaları dikkatlice takip etmek olacaktır. Bugün en yüksek promosyon veren banka, yarın bu politikasını değiştirebilir. O yüzden sabit fikirli olmamakta fayda var.
Bir de şu var: sadece promosyon miktarına bakarak karar vermek her zaman doğru olmayabilir. Bankanın sunduğu diğer hizmetler, şube ağı, internet bankacılığının kalitesi gibi faktörler de en az promosyon kadar önemli. Sonuçta para her şey değil - en azından her zaman değil!
Kimi emekliler için banka şubesine yakın olmak, promosyondan daha değerli olabiliyor. Kimi içinse dijital bankacılıkta yaşadığı sorunlar, ekstra gelirden daha önemli hale gelebiliyor. Yani herkesin önceliği farklı.
Gelecek Ne Gösterir?
Bankacılık sektöründeki bu promosyon yarışının önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor. Ekonomik koşullar, enflasyon oranları ve bankaların kar marjları bu rekabeti doğrudan etkiliyor. Şahsen ben, bu yarışın bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum.
Ancak şunu da eklemeden geçemeyeceğim: bankaların bu cömertliği sonsuza kadar sürmeyebilir. Ekonomideki dalgalanmalar, promosyon miktarlarını da doğrudan etkiliyor. O yüzden "bugünün işini yarına bırakmamak"ta fayda var.
Son bir not: bankalar arası geçiş yapmayı düşünenlerin, mevcut bankalarıyla olan tüm bağlantılarını gözden geçirmelerinde yarar var. Bazen küçük detaylar, büyük sürprizlere yol açabiliyor. Aman diyeyim!
