Gıda Zehirlenmeleri ve Sosyal Medya Etkisi
Son dönemde yaşanan gıda zehirlenme vakaları, Türkiye'de yeme-içme sektörünü derinden etkilemeye devam ediyor. 24 Kasım 2025 Pazartesi günü evine yakın bir kafede yapılan sohbette, işletme çalışanı "Gıda zehirlenme haberleri çıktığından beri işler kesat. İnsanlar panik oldu, dışarıda yemeyi azalttılar" açıklamasını yapıyor.
Sektördeki Dalgalanma ve Gerçekler
Gurbetçi Böcek Ailesi'nin zehirlenme şüphesiyle hayatını kaybetmesinin ardından önce midyeciler, sonra kumpirciler ve tavuk dönerciler sakıncalı ilan edildi. Ortaköy'deki kumpircilerin işleri bıçak gibi kesilirken, tavuk döner ve midye satışlarında da önemli düşüşler yaşandı.
Ancak soruşturma ilerledikçe dikkat çeken bir detay ortaya çıktı: Böcek Ailesi'nin otelde yapılan ilaçlama sonucunda zehirlenme ihtimali öne çıktı. Bu durum, asılsız haberlerin dürüst esnafı nasıl etkilediğini gözler önüne serdi.
Denetim Sistemindeki Çarpıcı Gerçekler
Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarı'nda yılda yaklaşık 1 milyon 800 bin gıda analizi yapılıyor. Ülke genelinde Ankara'daki gibi 41 laboratuvar bulunuyor. Ancak bu istatistikler rahatlatıcı olsa da, son dönemdeki zehirlenme vakaları denetimlerin yetersiz kaldığını gösteriyor.
Çarpıcı bir örnek: İstanbul-Şişli'deki "Ovada Kebap" restoranında yemek yiyen 25 kişi zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Araştırmalar sonucunda restoranın daha önce üç kez mühürlendiği, son mühürlemenin 5 Kasım'da yapıldığı ortaya çıktı.
Yasal Sistemdeki Eksiklikler ve Çözüm Önerileri
Yaşanan sorunların temelinde hukuk sistemindeki eksiklikler yatıyor. Hileli gıda satan ve hijyen kurallarına uymayan işletmeler ikinci cezadan sonra bir daha açılmamak üzere kapatılmalı. Bu iş yeri sahiplerinin gıda sektöründe farklı marka isimleriyle çalışmaları engellenmeli, suçu tekrarlayanlara yüksek hapis cezaları verilmeli.
Özellikle turistik bölgelerdeki bazı yeme-içme işletmelerinde mafyatik yapılanmaya benzer oluşumların varlığı dikkat çekiyor. Avrupa'daki kalite standartları ve porsiyon büyüklükleriyle kıyaslandığında, Türkiye'deki yemek sektöründeki kalite düşüşü daha net anlaşılıyor.
Gıda teröristlerinin sektörden uzaklaştırılması durumunda, dürüst esnafın ve devasa gıda-turizm sektörünün zarar görmeyeceği, insanların sağlıklı gıdaya kavuşacağı öngörülüyor.