Gıda Teröristlerine Cezalar Etkisiz: Mevlüt Tezel'den Çarpıcı Tespitler
Gıda Teröristlerini Cezalar Üzmüyor

Gıda güvenliği ihlalleri ve skandalları Türkiye'de art arda yaşanırken, bu suçları işleyenlere verilen cezaların caydırıcı olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. İnsan sağlığını hiçe sayan işletmeler, uygulanan yaptırımlara rağmen faaliyetlerine devam ediyor. Bu çarpıcı durum, köşe yazarı Mevlüt Tezel tarafından 04 Aralık 2025 tarihinde kaleme alınan yazıda tüm detaylarıyla ele alındı.

Merdiven Altından Ölü Fareli Depolara: Korkunç Manzara

Tezel'in değindiği tablo, gıda sektöründeki denetimsizliğin ve cezaların yetersizliğinin vardığı boyutları gözler önüne seriyor. Merdiven altı olarak tabir edilen kayıt dışı ve hijyenik olmayan koşullardaki üretim yerleri, bu sorunun sadece bir parçası. Daha da vahimi, ölü farelerin bulunduğu depolar gibi insan sağlığını doğrudan tehdit eden ortamlarda gıda maddelerinin saklanması ve işlenmesi.

Yazar, söz konusu işletmelerin sıklıkla denetimlerde yakalandığını ancak aldıkları cezalardan etkilenmediklerini vurguluyor. Bu durum, gıda güvenliği konusundaki mevzuatın ve uygulamanın ciddi bir revizyona ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Mühürlenip Açılan Restoranlar: Sistemdeki Açık

Mevlüt Tezel'in yazısında dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise, defalarca kapatma cezası alıp, mühürlendikten sonra bile faaliyete devam eden restoran ve gıda işletmeleri. Bu durum, denetim ve yaptırım mekanizmasında ciddi bir zaaf olduğuna işaret ediyor.

İşletmelerin, insan sağlığına yönelik bu kadar açık bir tehdit oluşturmasına rağmen, faaliyetlerini kolayca sürdürebilmeleri, tüketici güvenini derinden sarsıyor. Yaptırımların caydırıcılıktan uzak, sembolik kalmaya başladığı bu ortamda, vatandaşların ne yediğinden emin olması giderek zorlaşıyor.

Sonuç: Caydırıcılık ve Tüketici Güveni İçin Ne Yapılmalı?

Mevlüt Tezel'in 04.12.2025 tarihli yazısıyla bir kez daha gündeme gelen bu konu, acil önlem alınması gereken bir krize işaret ediyor. Gıda teröristleri olarak nitelendirilen bu sorumsuz işletmecilere karşı etkili olabilmek için, yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve cezaların caydırıcı hale getirilmesi şart.

Denetim mekanizmalarının sıklaştırılması, kapatma kararlarının daha sıkı takip edilmesi ve toplum sağlığını hiçe sayan işletmelere karşı kamuoyu baskısının artırılması gerekiyor. Aksi takdirde, benzer gıda güvenliği skandallarının peş peşe gelmeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Tüketicinin en temel hakkı olan güvenli gıdaya erişim, ancak kararlı ve etkili bir mücadele ile korunabilir.