İşte karşınızda yine bir 16 Ekim... Dünya Gıda Günü. Sabri Ülker Vakfı da boş durmadı haliyle, önemli bir etkinlikle gündeme oturdu. Aslında düşününce, gıda dediğimiz şey sadece karnımızı doyurduğumuz bir şey değil artık. Hayatımızın merkezinde - hem de nasıl!
Vakıf, bu yılki temasını "Gıda Okuryazarlığı" olarak belirlemiş. Bence oldukça isabetli bir seçim. Çünkü ne yediğimizi bilmek, sandığımızdan çok daha önemli. Market raflarındaki ürünlerin üzerindeki yazıları okumakla başlıyor her şey aslında. O minicik harfler aslında sağlığımızın anahtarını elinde tutuyor.
Peki Nedir Bu Gıda Okuryazarlığı?
Şöyle açıklayayım: Gıda okuryazarlığı denince aklınıza sadece okuma-yazma gelmesin. Bu işin içinde besin değerlerini anlama, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik derken uzayıp giden bir liste var. Yani marketten aldığınız bir yoğurdun etiketini okumaktan, o yoğurdun nasıl üretildiğine kadar her şey...
Vakfın uzmanları diyor ki: "Gıda okuryazarı olmak, tüketiciyi güçlendirir." Haklılar da. Bilinçli bir tüketici olunca, hem kendi sağlığınızı koruyorsunuz hem de daha sürdürülebilir bir dünya için katkı sağlıyorsunuz. Kazan-kazan durumu yani.
Neden Bu Kadar Önemli?
Aslında cevap çok basit: Çünkü yanlış beslenme alışkanlıkları - inanın - sadece birkaç kilo fazlalıktan ibaret değil. Kalp damar hastalıkları, diyabet, hatta bazı kanser türleri... Liste uzayıp gidiyor.
Bir de şu var: Gıda israfı. Dünyada her yedi kişiden biri açlıkla mücadele ederken, bir yandan da tonlarca gıda çöpe gidiyor. Bu kadar çelişkili bir durum olamaz herhalde. Gıda okuryazarlığı tam da bu noktada devreye giriyor işte. Neyi, ne kadar alacağını bilmek, israfı önlemenin de en etkili yolu.
Sabri Ülker Vakfı'nın bu konudaki çabaları takdire şayan doğrusu. Eğitim programları, seminerler, online içerikler... İnsanları bilinçlendirmek için seferber olmuşlar. Bence her kurumun bu kadar duyarlı olması gerekirdi aslında.
Geleceğe Yatırım
Şunu unutmayalım: Bugün çocuklara verdiğimiz beslenme eğitimi, aslında onların geleceğine yapılan en değerli yatırım. Fast food kültürünün her yeri sardığı bir dönemde, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını küçük yaşta kazandırmak çok önemli.
Vakfın çalışmaları arasında okul programları da var mesela. Çocuklara eğlenceli aktivitelerle sağlıklı beslenmeyi öğretiyorlar. "Sebze yeme" demektense, neden sebze yemeleri gerektiğini anlatıyorlar. Fark burada işte.
Dünya Gıda Günü aslında hepimize bir hatırlatma yapıyor: Yediklerimiz sadece midemizi değil, hayatımızı doyuruyor. Ve bu konuda hepimizin üzerine düşen bir şeyler var.
Son sözüm şu: Bir dahaki market alışverişinizde, aldığınız ürünün etiketine bir daha bakın. O küçük yazılar aslında ne kadar büyük anlamlar taşıyor, göreceksiniz.