İstanbul'un o meşhur sisini hiç böyle görmemiştiniz. Biket İlhan'ın kamerası, şehrin puslu caddelerinde kaybolmuş bir hikayenin peşine düşüyor ve ortaya gerçekten nefes kesici bir eser çıkıyor. 'Sisler Bulvarı'ndan Geçtim' adlı bu belgesel, sadece bir kişinin hikayesini anlatmıyor, bir dönemin ruhunu da yakalıyor adeta.
Mehmet Gürel ismi belki çoğuna yabancı geliyordur ama onun hayatı aslında hepimizin hikayesine dokunuyor. İlhan'ın objektifi, bu sıradan görünen adamın olağanüstü yaşamını öyle bir işlemiş ki, izleyenleri derinden sarsıyor. Sanki her karesinde İstanbul'un kayıp bir parçasını buluyorsunuz.
Sanatın Kalbinde Bir Yolculuk
Belgeselin gösterimi sırasında salondaki sessizliği tarif etmek gerçekten zor. İnsanlar nefes almaktan bile çekinir gibiydi, öyle etkileyici sahneler vardı. Biket İlhan'ın anlattığına göre, bu proje aslında yıllardır zihninde dolanan bir fikirmiş. 'Mehmet'in hikayesini duyduğum anda,' diyor İlhan, 'bunu mutlaka anlatmam gerektiğini hissettim. O kadar sıradışı ki, inanamazsınız.'
Gösterim sonrasındaki söyleşide izleyicilerin gözlerindeki o ışık her şeyi anlatıyordu aslında. Bir hanımefendi ayağa kalkıp, 'Yıllardır böyle samimi, böyle içten bir belgesel izlememiştim,' dediğinde, salondaki herkes adeta onaylarcasına başını salladı. İnsanların yüreğine bu kadar dokunabilmek, her sanatçının hayali olsa gerek.
Neden Bu Kadar Etkileyici?
Aslında cevap basit: Gerçek olması. Günümüzde her şeyin bu kadar yapaylaştığı bir dönemde, samimi bir hikaye anlatmanın gücü tartışılmaz. Mehmet Gürel'in yaşadıkları, hepimizin bir yerlerden tanıdığı türden şeyler aslında - aşk, kayıp, umut, hayal kırıklığı... Ama İlhan'ın anlatımıyla bambaşka bir boyut kazanıyor.
- İstanbul'un hiç görmediğimiz sokaklarında geziniyorsunuz
- Mehmet'in hikayesiyle kendi anılarınızı karıştırıyorsunuz
- Belgesel bittiğinde içinizde bir eksiklik hissediyorsunuz
Sanat eleştirmenleri de aynı fikirde görünüyor. Bir tanesinin dediği gibi, 'Biket İlhan, Türk belgeselciliğinde adeta çığır açıyor. Onun eserleri sadece izlenmiyor, yaşanıyor.' Haklı da - bu belgeseli izledikten sonra İstanbul'a bakışınız değişiyor, sis artık sadece bir meteorolojik olay olmaktan çıkıyor.
Peki ya siz? Hiç sisler içinde kaybolan bir hikaye dinlemek istemediniz mi? İşte bu belgesel tam da bunu vaat ediyor - unutulmaz bir yolculuk, sıradışı bir deneyim. Gösterimlerin dolup taşması da gösteriyor ki, insanlar gerçek hikayelere aç. Belki de hepimiz biraz Mehmet Gürel'iz, kim bilir?