İzmir'in kültür sanat hayatına damga vuran bir etkinlik daha gerçekleşti. Türkiye'nin doğa koruma konusundaki en önemli isimlerinden Hayrettin Karaca'nın olağanüstü hayat hikayesini anlatan 'Çöl Dede' belgeseli, sanatseverlerle buluştu.
Bülent Çallı'nın yönetmen koltuğunda oturduğu bu önemli yapım, izleyenleri adeta büyüledi. Öyle ki, salondaki herkesin nefesini tutarak izlediği anlar oldu - Karaca'nın doğa sevgisi ve mücadelesi perdeye yansırken, insanın içinde tarifsiz bir duygu seli oluşuyordu.
Bir Ömre Sığan Doğa Mücadelesi
Hayrettin Karaca... Kimilerine göre sadece 'Çöl Dede', kimilerine göre ise Türkiye'nin doğa koruma konusundaki vicdanı. Belgesel, işte bu olağanüstü insanın çevre mücadelesini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. TEMA Vakfı'nın kurucularından olan Karaca'nın hikayesi, aslında hepimizin hikayesi gibi - doğaya duyulan özlemin ve onu koruma içgüdüsünün destansı anlatımı.
Gösterim sonrası konuşan izleyicilerin yüzlerindeki o içten tebessüm, her şeyi anlatıyordu aslında. Bir beyaz perde şöleniydi yaşanan - hem görsel hem de duygusal anlamda dopdolu.
Yönetmen Çallı'dan Anlamlı Katkı
Bülent Çallı, bu projeye emek verirken ne hissetti acaba? Sanırım sadece bir belgesel çekmiyordu, adeta Türkiye'nin doğa tarihine not düşüyordu. Kamera arkası hikayeleri dinlemeye doyum olmuyor - özellikle de böylesine anlamlı bir projede.
İzmir'de gerçekleşen gösterim, aslında sıradan bir belgesel gösteriminden çok daha fazlasıydı. Doğa sevgisini yeniden hatırlatan, insanın içindeki o 'yeşil' duyarlılığı harekete geçiren bir buluşma. Şehir hayatının koşuşturmacası içinde unuttuğumuz basit bir gerçeği fısıldıyordu adeta: Doğa, biz onsuz yapamayız ama o bizsiz de yaşayabilir.
Belgeselin İzmir'de gösterime girmesi ise ayrıca anlamlıydı. Ege'nin incisi bu güzel şehir, kültür sanat etkinlikleriyle her zaman farkını ortaya koyuyor. 'Çöl Dede'yi izlemeye gelenlerin o coşkulu halleri, aslında İzmir'in sanata ve doğaya verdiği değerin de bir göstergesiydi.
Peki ya siz? Hayrettin Karaca'nın bu etkileyici hikayesini izleme fırsatı buldunuz mu? Eminim ki izleyen herkes, evine dönerken bir ağacı severek, bir çiçeğe gülümseyerek gitmiştir. İşte gerçek sanatın gücü de bu değil mi zaten?