
Hatırlayanlar bilir—o ekranların belki de en çok içimizi acıtan, sinirden küplere bindiren karakteriydi. Halil İnkaya... Türk televizyon tarihine 'dizilerin en kötü babası' olarak kazınan o isim, şimdilerde bambaşka bir haliyle karşımızda. Ve inanın, görüntüler gerçekten şaşırtıcı.
Şemsi İnkaya'nın canlandırdığı bu unutulmaz karakter, yıllar önce milyonların nefretini üzerine çekmeyi başarmıştı. Öyle ki, sokakta görüldüğünde yuhalanan, hatta bazı izleyicilerin gerçek hayatta da kendisine kızgınlık beslediği oyunculardan biriydi. Peki ya şimdi? Tam bir role bürünmüşlük hali diye buna derler!
Ekranların Nefret Edilen Yüzünden, Sıcacık Bir Görünüme
Paylaşılan son görüntülerde Şemsi İnkaya, ekrandaki o sert ve acımasız halinden eser taşımayan, güleryüzlü, sıradan bir vatandaş gibi. Belki de oyunculuğun en büyük başarısı budur: izleyiciyi inandırmak. Ve Şemsi İnkaya, bu konuda gerçek bir ustaydı. Rol gereği giydiği o kasvetli ifade, yerini son derece sakin ve huzurlu bir bakışa bırakmış durumda.
Kim derdi ki o 'kötü üvey baba' bir gün böyle samimi, içten bir gülümsemeyle objektif karşısına geçecek? İşte oyunculuk denen sanatın büyüsü de burada zaten. Bir karakteri o kadar iyi canlandırırsınız ki, gerçek siz unutulur gider.
Zaman Değişiyor, İnsanlar Değişiyor
Şemsi İnkaya'nın bu dönüşümü, aslında hepimiz için küçük bir hatırlatma aslında. Televizyon dünyasında bize dayatılan 'kötü' imajların, gerçek hayatla uzaktan yakından alakası olmayabileceğini gösteriyor. Oyuncu, rolünü layıkıyla yerine getirmiş ve şimdi kendi hayatını yaşıyor. Görüntülerdeki rahat hali, adeta ekranın yarattığı gerilimden uzakta, kendi köşesinde huzur bulmuş bir insan portresi çiziyor.
Belki de onu halen o 'kötü baba' olarak hatırlayanlar için bu görüntüler şaşırtıcı bir terapi etkisi yaratır. Neticede hepimiz insanız, değil mi? Roller ve gerçekler... İkisi arasındaki farkı anlamak bazen zaman alıyor.
Şemsi İnkaya'nın bu halleri, sanatçıların aslında ne kadar kırılgan ve aynı zamanda güçlü olduğunun da bir kanıtı. Zorlu bir karakteri omuzlayıp, sonra onun etkisinden sıyrılıp normal hayatına devam edebilmek... Takdire şayan, doğrusu.