40 Yıl Sonra Köyüne Dönen Adamın İnanılmaz Hikayesi: Dünyayı Gezip Eve Dönüş
40 yıl dünyayı gezip köyüne döndü

Kimine göre bir hayal, kimine göre imkansız bir rüya... Ama o, bu rüyayı gerçeğe dönüştürdü. Tam kırk yıl boyunca dünyayı karış karış gezen bir adamın hikayesi bu. Ve şimdi, nihayet evinde.

Kırıkkale'nin o küçük köyünden çıkıp dünyayı fetheden ama kalbi hep memleketinde kalan bir adam. Adı Mustafa, ama köylüler ona 'Dünya gezgini' diyorlar artık. Belki de haklılar - sonuçta kaç kişi çıkıp da hayatını böyle bir maceraya adayabilir ki?

Bir Bavul ve Sonsuz Merak

Aslında her şey 1980'lerin başında, o sıradan bir yaz gününde başlamış. Genç Mustafa, köy meydanında otururken içinde bir heyecan hissetmiş. "Dünya bu kadar büyükken, neden sadece bu köyde yaşayayım?" diye düşünmüş. Ve ertesi gün, küçük bir bavul toplayıp yola koyulmuş.

İlk durağı İstanbul olmuş tabii. Oradan Yunanistan'a, sonra İtalya'ya... Derken bir bakmış, kendini Asya'nın uzak köşelerinde bulmuş. "Her yeni şehir, yeni bir sayfa açtı hayatımda" diye anlatıyor gözleri dolarak. "Bazen aç kaldım, bazen donacak gibi oldum. Ama pişman mıyım? Hayır, asla!"

Kırk Yıllık Hasret Biterken

Dönüş anını anlatırken sesi titriyor. Köyün girişindeki o bildik çeşmaya yaklaştığında, gözlerine inanamamış. "Aynı çeşma, aynı ses... Ama her şey o kadar değişmiş ki!" diyor. Köylüler önce tanıyamamış onu - sonuçta kırk yıl çok uzun bir süre.

Annesi ve babası artık hayatta değil maalesef. Ama onların mezarlarını ziyaret ettiğinde hissettiklerini anlatırken, "Onlara verdiğim sözü tuttum" diyor. "Dünyayı göreceğim demiştim, gördüm. Şimdi eve döndüm."

Değişen ve Değişmeyenler

Köyde neler değişmiş peki? "Yollar asfalt olmuş, evler betonarme. Ama insanların yüreği aynı kalmış" diye gülümsüyor. Eski arkadaşlarının çoğu dede olmuş, yeni nesil onu hiç tanımıyor tabii.

Peki ya en çok neyi özlemiş? "Sabah ezanını duymayı" diye cevaplıyor düşünmeden. "Ve annemin yaptığı köy ekmeğinin kokusunu... Dünyanın en lüks restoranlarında yedim ama o tadı bulamadım."

Yeni Hayat, Eski Yuvada

Şimdi ne mi yapacak? "Artık burada kalacağım" diyor kararlılıkla. "Belki bir küçük kafe açarım, gelen geçene hikayelerimi anlatırım. Ya da sadece oturup, bu manzarayı seyrederim."

Son bir soru: "Başkalarına ne tavsiye edersin?" Cevabı düşündürücü: "Gezin, görün, öğrenin. Ama sakın unutmayın - nereye giderseniz gidin, içinizdeki eve mutlaka dönün."

İşte böyle... Kırk yıllık macera, bir köy meydanında son buldu. Ama aslında yeni bir hikaye başlıyor şimdi. Mustafa'nın hikayesi bize şunu hatırlatıyor: Ev dediğin sadece bir yer değil, yüreğin attığı yer aslında.