Göz alabildiğine uzanan bir masal diyarı düşünün. Rüzgarın binlerce yıldır şekillendirdiği, adeta bir heykeltıraşın elinden çıkmış gibi duran olağanüstü formlar... Kapadokya'nın peri bacaları, sadece birer kaya parçası değil, sanki zamanın dilinden hikayeler fısıldayan sessiz tanıklar gibi.
Kim bilir kaç medeniyet gördü bu tuhaf ve güzel oluşumlar? Belki Hititler döneminde bile vardılar. Belki de Roma imparatorları onların gölgesinde dinlendi. Kesin olan bir şey var ki, bu coğrafyanın en büyük sırlarından birini taşıyorlar.
Doğanın Sanat Eseri: Nasıl Oluştular?
Milyonlarca yıl önce, şimdiki gibi sessiz değildi bu topraklar. Yanardağlar kükreyerek lavlarını püskürtüyor, tüfler kilometrelerce uzağa savruluyordu. Sonra rüzgar ve su devreye girdi - sabırla, inatla, sanki bir sanatçı edasıyla çalıştılar. En nihayetinde ortaya, dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bu muhteşem şekiller çıktı.
Şapkalı olanları var ki, onlar gerçekten de perilerin şapkasını andırıyor. Kimisi ince uzun, neredeyse bir minare gibi. Bazıları ise kalabalık gruplar halinde, sanki gizli bir toplantı yapıyormuşçasına bir arada duruyor.
Sadece Taş Değil, Bir Yaşam Kültürü
Yerel halk için peri bacaları sadece turistlerin ilgisini çeken birer obje değil. Onların içine oyulmuş evler, kiliseler, hatta bütün bir yeraltı şehri var! Düşünsenize, bu kaya oluşumları sadece seyirlik değil, aynı zamanda birer barınak, sığınak, ibadethane olmuş.
- Güvercinlikler: Eski zamanlarda güvercin gübresi tarımda kullanılırmış. İşte bu yüzden peri bacalarına oyulmuş yüzlerce güvercinlik görebilirsiniz.
- Freskli kiliseler: Bazı peri bacalarının içindeki kiliselerde hâlâ canlılığını koruyan freskler var. Bin yıllık renkler!
- Yeraltı şehirleri: Derinlere inerseniz, bu oluşumların altında tam teşekküllü şehirler olduğunu görürsünüz.
Sabahın erken saatlerinde, güneş ilk ışıklarını peri bacalarına vurduğunda, turistler henüz uyanmamışken dolaşmak en güzeli. O anlarda, bu taşların gerçekten de periler tarafından yapıldığına inanasınız geliyor.
Günümüzde Peri Bacaları
Artık bu büyüleyici oluşumlar UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde. Yılda milyonlarca turist çekiyorlar - kimisi balon turlarıyla havadan seyrediyor, kimisi at sırtında keşfediyor, kimisi de yürüyerek her bir detayı incelemeyi tercih ediyor.
Yerel restoranlar peri bacalarının manzarası eşliğinde bölgeye özgü testi kebabı servis ediyor. Şaraphaneler ise volkanik topraklarda yetişen üzümlerden yapılan şarapları sunuyor. Yani burası sadece görsel bir şölen değil, aynı zamanda damaklara hitap eden bir cennet.
Son bir not: Peri bacalarını ziyaret edecekseniz, mutlaka yerel rehberlerle konuşun. Çünkü her birinin arkasında, kitaplarda bulamayacağınız ilginç hikayeler var. Mesela kimisi aşk hikayeleriyle, kimisi savaşlarla, kimisi de doğaüstü olaylarla anılıyor. Hangisine inanırsınız, orası size kalmış!
