Prof. Dr. Musa Yıldız'dan Divan-ı Hikmet Yorumları: Bir İlk Eser
Divan-ı Hikmet Yorumları: Prof. Dr. Musa Yıldız'ın İlk Eseri

Prof. Dr. Musa Yıldız, Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi'nin ölümsüz eseri Divan-ı Hikmet'i Kur'an ve Sünnet ışığında yorumlayan ilk akademik çalışmayı okurlarla buluşturdu. H Yayınları tarafından 2025 yılında yayımlanan ve 447 sayfadan oluşan eser, uzun yıllardır bu alandaki büyük bir boşluğu dolduruyor.

Divan-ı Hikmet: Türk Kültürünün Temel Taşı

Eserin giriş bölümünde medeniyet ve kültürün üç temel metin türüne dayandığı vurgulanıyor. Bunlar Kurucu Metinler, Taşıyıcı Metinler ve Öğretici Metinler olarak sıralanıyor. İslam medeniyetinin kurucu metinleri Kuran-ı Kerim ve Hadis külliyatı iken, taşıyıcı metinler arasında Divan-ı Hikmet, Mesnevi ve Yunus Emre Divanı gibi eserler yer alıyor.

Kitabın en dikkat çekici tespitlerinden biri, Divan-ı Hikmet'in İslam medeniyeti açısından taşıyıcı metin olmasına rağmen, Türk kültürü açısından kurucu metin niteliği taşımasıdır. Bu yönüyle eser, Türk kültür tarihinde benzersiz bir konuma sahiptir.

TRT Avaz'dan Kitaba Uzanan Yolculuk

Prof. Dr. Musa Yıldız'ın bu önemli çalışmasının temelleri, 2019 yılında TRT Avaz'da başlayan Hikmet Sohbetleri programına dayanıyor. Programın büyük ilgi görmesi üzerine, bu sohbetlerin kitap serisine dönüştürülmesine karar verildi. Yayımlanan ilk ciltte, Divan-ı Hikmet'ten ilk hikmetin birinci dörtlüğünden başlanarak dörtlükler halinde yorumlamalar yapılıyor.

Edebiyat tarihimizde divan olarak adlandırılan ilk Türkçe mürettep eser olan Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi Hazretleri tarafından İkinci Defterin Sözlerini Açtım Ben mısrasıyla başlıyor. Eser, tasavvufi derinliği ve Türkçenin incelikleriyle dikkat çekiyor.

Hikmet Kavramı ve Ahmet Yesevi Mirası

Yazar, eserde hikmet kavramını dini-tasavvufi özlü söz ve bilgi olarak tanımlarken, aynı zamanda bu kavramın Kuran-ı Kerim'deki temel kavramlardan biri olduğunu vurguluyor. Ahmet Yesevi'nin 12. yüzyılda Türkistan'da insanlara anlayacakları dilde hikmet yüklemesi, onun peygamber varisi olma misyonunu gösteriyor.

1093 yılında Kazakistan'ın Sayram kasabasında dünyaya gelen Hoca Ahmet Yesevi'yi Türk okuyucusuna tanıtan ismin Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü olduğu belirtiliyor. Yahya Kemal'in Köprülü'ye Bizim milliyetimizi Ahmet Yesevi'de bulacaksınız şeklindeki tavsiyesi, bu büyük mutasavvıfın Türk kültüründeki yerini ortaya koyuyor.

Prof. Dr. Musa Yıldız, kitabında Yesevi hazretlerinin şu beyitlerine özellikle dikkat çekiyor: Hoca Ahmet sözlerin, hikmetlerin eskimez / Yer altında çürüsen, güzel sözler çürümez. Bu beyitler, Yesevi öğretisinin zaman üstü değerini gözler önüne seriyor.

Tasavvuf metinlerinin anlaşılması ve mana derinliğinin çözülmesinin büyük çaba gerektirdiğini vurgulayan yazar, kendi açıklamalarının Pir-i Türkistan'ın derin mana aleminden sadece bilgi kırıntıları olabileceğini ifade ediyor. Bu çalışma, giderek karanlığa bürünen dünyamızda hakikat nurunun daha fazla insana ulaşmasına katkı sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.