Mini Mi'nin Mutluluk Arayışı: Çocuklara Farklılığın Güzelliğini Anlatan Kitap
Mini Mi ile Mutluluğun Peşinde: Küçük Ama Değil

Çevremize baktığımızda her birimizin birbirinden ne kadar farklı olduğunu görürüz. Kimimiz gölde taş sektirmekten keyif alırken, kimimizin komik şapkaları dikkat çeker. Kimi kedi beslemeyi sever, kimi ise küçük boyu nedeniyle kocaman sandalyelerden düşebilir. Hayat, hepimize yer açan renkli bir mozaiktir. Zeynep Macit'in hem yazıp hem resimlediği ve VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan 'Küçük Ama Değil' isimli çocuk kitabı da tam olarak bu çeşitliliği ve içindeki mutluluğu konu alıyor.

Mini Mi'nin Büyük Sorusu: Mutluluk Nerede Saklı?

Kitabın kahramanı Mini Mi, herkesin kendince mutlu olduğu bir dünyada çok önemli bir sorunun peşine düşüyor: Nasıl mutlu olunur? Mutluluk, ulaşılması gereken bir hedef midir? Mini Mi'nin bu arayışı, aslında bir 'farklı olma' hikayesi. Yazar Zeynep Macit, bu kitabı benzerlerinden ayıran şeyin, soyut bir kavram olan mutluluğun izini sürmek olduğunu belirtiyor. Macit, hikayenin önce resimlerle doğduğunu, karakterleri oluşturduğunu ve yaptığı çizimlerin kenarlarına 'küçük insanlar' ekleyerek zihninde canlanan bir dünya yarattığını ifade ediyor.

Mutluluk Tek Bir Yerde Değil

Zeynep Macit, kitabın çocuklarda nasıl bir düşünme alanı açmasını umduğunu şu sözlerle açıklıyor: "Küçükken, elle tutulur bir şeyler değişirse daha iyi hissedeceğimi düşündüğüm çok an hatırlıyorum. Oysa mutlu hissetmenin daha karmaşık ya da çok daha basit olabileceğini zamanla deneyimliyorum." Yazar, bu nedenle çocuklara iyi hissetmenin tek bir değişkene bağlanmaması gerektiğini, bunun hayal kırıklığı yaratabileceğini anlatmaya çalıştığını söylüyor. Ona göre, mutluluk biz onu nerede istersek orada var olabilir.

Mini Mi karakteri, diğerlerinden farklı; tıpkı yetişkinlerin arasındaki bir çocuk gibi. Gündelik işlerini yapan, kendine alan açmış, birçok şeyi halletmiş gibi görünen küçük insanların arasında kendini daha da farklı ve küçük hissediyor. Macit, bu durumu hayatı yeni anlamlandırmaya çalışan ve sorunlarının çözümünü bir türlü bulamayan bir çocuğun birkaç gününe benzetiyor. Kitabın hedeflerinden birinin, kendini olduğundan da küçük hisseden miniklere yapabilecekleri çok şey olduğunu hissettirmek olduğunu vurguluyor.

Sadelikteki Mutluluk ve Yetişkinlere Düşen Görev

Kitapta küçük insanların böğürtlen toplaması, piknik yapması gibi sade eylemler öne çıkıyor. Zeynep Macit, bu tercihi şöyle açıklıyor: "Mutlu olmak için olağanüstü şeylerin yaşanması gerekmez. Sade, günlük hayatın içinde sürekli karşımıza çıkan durumlar da bizi mutlu edebilir. Önemli olan, bize iyi hissettirecek o sadelikleri bulabilmek." Bu, kitapta komik şapkalar dikmek ya da gölde taş sektirmek gibi aktivitelerle somutlaşıyor. Yazar, bunu materyalist düzenden uzaklaşma ve içsel tatmin üzerine düşünme çağrısı olarak da okumak mümkün diyor; özellikle etrafında çok fazla uyaran olan günümüz çocukları için bu mesajın değerli olduğunu düşünüyor.

Peki, çocukların bu 'küçük ama büyük' yanlarını yetişkinler yeterince fark edebiliyor mu? Zeynep Macit, hayatın hızlı akışında çocukların ufak değişimlerini gözden kaçırabildiğimizi söylüyor. Bu küçük anlar büyük travmalara sebep olmasa da çocukların hayata bakışını şekillendiriyor. Bu nedenle çocuklarla sürekli sohbet etmenin çok önemli olduğunu belirten Macit, "Özgüven inşası çok küçük yaşlarda başlıyor ve en büyük destekçileri en yakın yetişkinler olmalı. Onlara verebileceğimiz en değerli hediye dikkatimiz ve ilgimizdir" diyerek ebeveynlere ve eğitimcilere önemli bir hatırlatmada bulunuyor.