Everest'e Tırmanmak mı Zor, Yoksa İkinci En Yüksek Dağı Bulmak mı? Şaşırtıcı Bir Zihin Jimnastiği!
Everest'i Biliyorsunuz Peki Ya İkinci Dağ?

Düşünün bir kere... Hepimiz Everest'in dünyanın zirvesi olduğunu biliriz değil mi? Ama iş ikinci sıraya gelince, birden zihinlerimiz bulanıveriyor. Murat Ülker'in de dikkat çektiği gibi, bu durum insan psikolojisinin ilginç bir yansıması aslında.

Neden mi? Çünkü biz insanlar -doğamız gereği- hep en iyiye, en yükseğe, en parlak olana odaklanıyoruz. Gerisi? Eh, pek de umurumuzda olmuyor açıkçası.

Peki Cevap Ne?

İkinci en yüksek dağ K2! Evet, doğru duydunuz. Himalayalar'da yer alan ve 'Vahşi Dağ' lakabıyla anılan K2, tam 8.611 metreyle bu unvanın sahibi. Ama işin ilginci, çoğumuz bunu bilmiyoruz. Neden acaba?

Belki de hayatımızın her alanında böyleyiz. Okulda birinci olan öğrenciyi hatırlarız da ikinciyi? İş dünyasında sektör lideri kim, hepimiz biliriz. Peki ya ikinci sıradaki firma?

Zihnimiz Nasıl Çalışıyor?

Ülker'in de vurguladığı üzere, bu durum sadece dağlarla ilgili değil. İnsan beyni, birinci sıradakileri kaydetmeye programlı gibi. İkinciler, üçüncüler... Onlar sanki silik birer gölge gibi kalıyor hafızamızda.

Aslında düşündürücü bir durum. Çünkü hayatta 'en iyi' olmak her zaman mümkün değil. Bazen ikinci, üçüncü ya da daha gerilerde olabiliyoruz. Ama bu, başarısız olduğumuz anlamına gelmiyor ki!

K2 örneğine dönersek - kim bilir belki de tırmanması Everest'ten daha zorlu olan bu dağ, aslında kendi liginde bir numara sayılmalı. Tıpkı hayatta olduğu gibi, farklı kategorilerde farklı birinciler var.

Hayata Bakışımızı Değiştirmek

Murat Ülker'in bu basit ama çarpıcı örneği, aslında hepimize bir ayna tutuyor. Sürekli 'en iyi' olmaya odaklanmak yerine, kendi yolculuğumuzda ilerlemeye bakmalıyız belki de.

Sonuçta K2 de kendi başına devasa bir dağ. Everest'ten sadece 200 metre daha kısa olması, onun heybetini ve zorluğunu azaltmıyor. Tıpkı hayattaki başarılarımız gibi - her başarı, kendi içinde değerli.

Bir dahaki sefere bir 'ikinci' gördüğünüzde, belki de onun hikayesini merak edersiniz. Kim bilir, belki o ikincinin hikayesi birincininkinden çok daha ilham vericidir. En azından ben öyle düşünüyorum.