Ey Sağduyu, Sana Çok İhtiyacımız Var! Gündemdeki Çılgınlıklar ve Çözüm Önerileri
Ey Sağduyu, Sana Çok İhtiyacımız Var!

Bazen öyle anlar oluyor ki, etrafa bakıp da "Bu işte bir terslik var" demekten kendinizi alamıyorsunuz. Değil mi? Gündem öyle bir hal aldı ki, artık en basit meseleler bile içinden çıkılmaz bir hale getiriliyor. Peki, nerede kaldı o eski dingin halimiz? Nereye kayboldu o herkesin dilinden düşürmediği sağduyu?

Düşünüyorum da... İnsan ister istemez hayıflanıyor. Bir kere olsun, herkesin aynı anda derin bir nefes alıp "Biraz sakin olalım" dediği bir anı hatırlamak bile mümkün değil. Her şey bu kadar karmaşık olmak zorunda mı? Aslında hayır. İşin garip tarafı, çözümler genellikle burnumuzun dibinde duruyor ama biz onları görmek yerine, daha da karmaşık yollara sapmayı tercih ediyoruz.

Meselelere Yaklaşımımız Neden Bu Kadar Farklı?

Şimdi bir durup düşünün. Aynı olaya bakan iki kişi, nasıl oluyor da birbirinden tamamen zıt sonuçlara varabiliyor? Cevap aslında basit: Sağduyudan uzaklaştıkça, mantık da yerini duygusal tepkilere bırakıyor. Ve maalesef, duyguların hakim olduğu yerde sağlıklı düşünmek pek mümkün olmuyor.

Oysa ki sağduyu—şu herkesin methettiği ama bir türlü uygulamadığı o nadide şey—aslında içimizde bir yerlerde duruyor. Ona ulaşmak için yapmamız gereken tek şey, birazcık sakinleşmek ve olaylara tarafsız bir gözle bakmayı denemek. Kolay mı? Hayır, hiç de değil. Ama imkansız da değil.

Peki, Ne Yapmalıyız?

  • Öncelikle, her duyduğumuza hemen inanmamalıyız. Doğruluğunu teyit etmek, emin olmak—bu kadar basit.
  • İkinci olarak, karşımızdakini dinlemeyi öğrenmeliyiz. Gerçekten dinlemek, yani sırf cevap vermek için değil, anlamak için.
  • Ve son olarak, unutmamalıyız ki herkesin bir hikayesi var. Empati yapmak, belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey.

Biliyorum, kulağa klişe geliyor. Ama inanın, işe yarıyor. Denemeye değer.

Sonuç olarak... Belki de hepimizin biraz yavaşlamaya, düşünmeye ve sağduyuyu tekrar hayatımızın merkezine almaya ihtiyacı var. Ne dersiniz? Bu, hepimiz için daha iyi bir başlangıç olmaz mı?