İşte tam da böyle anlarda gerçek yüzler ortaya çıkıyor. Gamze Özçelik, o bildiğimiz naif gülüşünü bir kenara bırakmış, adeta bir savaşçıya dönüşmüştü ekran karşısında. Gözlerindeki o ateşi görseniz...
"Biz buradayız ve asla pes etmeyeceğiz!" diye haykırıyordu içtenlikle. Öyle sıradan bir sosyal medya paylaşımı değildi bu. İnsanın yüreğine işleyen, içinizi acıtan cümlelerdi bunlar.
Bir Anda Her Şey Değişti
Düşünsenize, bir gün dizilerin sevilen yüzüsünüz, ertesi gün mazlumların sesi oluyorsunuz. Gamze tam da bunu yapmıştı işte. O anki hissiyatını şöyle aktarıyordu: "Gazze'de yaşananlar karşısında susmak mümkün değil. Vicdanımız buna izin vermez."
Peki neden şimdi? Neden tam bu anda? Belki de bardağı taşıran son damla olmuştu. İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığını gördükçe daha fazla dayanamamıştı.
Sosyal Medyada Fırtına Yaratan Paylaşım
Paylaştığı o fotoğraf... Ah o fotoğraf! Kim bilir kaç kişinin yüreğine dokundu. Altına düşülen o not ise tam anlamıyla volkan patlamasıydı: "Dünya döndükçe, nefes aldıkça Gazze'nin yanındayız!"
Bu sadece bir mesaj değildi aslında. Bir çağrıydı, bir uyanıştı, belki de iç hesaplaşmanın dışa vurumuydu. Şimdi düşünüyorum da - acaba kaç kişi onun bu çıkışından sonra kendi içinde bir muhasebe yaptı?
- Susmak mı konuşmak mı?
- Seyirci kalmak mı taraf olmak mı?
- Rahatımı mı düşüneyim yoksa insanlık görevimi mi?
İşte Gamze tüm bu sorulara net bir cevap vermişti adeta.
Peki Ya Diğer Ünlüler?
Biliyorum, birçokları "Aman gündemde kalalım, siyasetten uzak duralım" der. Ama o öyle yapmamıştı. Risk almıştı, eleştirileceğini bile bile doğru bildiğini savunmuştu. Takdir edilesi bir cesaretti bu.
Aslında şunu fark ettim: Gerçek sanatçılar sadece rollerinde değil, hayatın içinde de samimi olmayı başarabiliyor. Gamze de onlardan biri işte.
Son bir not daha eklemişti ki, sanırım en çok onun etkisi oldu: "Bugün Gazze, yarın başka bir coğrafya... Önemli olan adaletten yana olmak."
Haklıydı da. Belki de mesele sadece Gazze değil, tüm dünyada akan her masum kanı için ses çıkarmaktı.
