Hatipoğlu'ndan Gıda Sahtekarlarına Sert Sözler: Mazlumun Eli Dilekçedir
Hatipoğlu: Mazlumun eli Allah'a verilen dilekçedir

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, ATV ekranlarında yayınlanan Kur'an ve Sünnet programında Türkiye'yi sarsan açıklamalarda bulundu. Gıda sahtekarlığı başta olmak üzere toplumdaki ahlaki erozyona dikkat çeken Hatipoğlu, "Mazlumun uzanan eli Allah'a verilen bir dilekçedir" sözüyle izleyenleri derinden etkiledi.

Gıda Sahtekarlığına Dini Perspektif

25 Kasım 2025 tarihinde ekrana gelen programda Hatipoğlu, özellikle gıda sektöründeki sahtekarlıkları ele aldı. Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) "Bizi aldatan bizden değildir" hadisini hatırlatan Hatipoğlu, bu sözün günümüz toplumu için taşıdığı anlamı vurguladı.

Hatipoğlu, "Eşine, çocuğuna yediremeyeceğini halka yedirme. Bil ki mazlumun uzanan eli, Allah'a verilen bir dilekçedir" diyerek tüketiciyi aldatmanın dini açıdan ne denli ciddi bir suç olduğunu gözler önüne serdi.

Dürüstlüğün Önemi ve İlahi Adalet

Programın en çarpıcı bölümlerinden birinde Hatipoğlu, "Dürüst iki ortağın üçüncü ortağı Allah'tır" ifadesini kullanarak helal kazancın ve dürüst ticaretin önemine dikkat çekti. Bu sözüyle dinleyenlere ticari hayatta doğruluk ve şeffaflığın ilahi boyutunu hatırlattı.

Hatipoğlu'nun üzerinde durduğu bir diğer önemli nokta ise mazlumların duasının gücü oldu. "Dilekçe yahu, kul dilekçenin cevabını veriyor da Allah vermez mi? Verir elbette, hem de kesin şekilde..." diyerek ilahi adaletin mutlaka tecelli edeceğini vurguladı.

Ahlaki Çöküşün Üç Temel Sebebi

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, toplumdaki ahlaki çöküşün temelinde üç önemli faktörün eksikliğinin yattığını belirtti. "Ya Allah korkusu, ya kanun korkusu, ya vicdan... Bunların üçü de gittiyse felaket" diyerek uyarıda bulunan Hatipoğlu, çözümün insanın ruhunda, inancında ve ahlakında olduğunu ifade etti.

Program sunucusu Yüksel Aytuğ, Hatipoğlu'na içten teşekkürlerini ileterek bu tür programların toplum ahlakının korunmasındaki önemine dikkat çekti. Aytuğ, gıda sahtekarlığı konusunun sadece hukuki değil, aynı zamanda dini ve ahlaki boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı.