Sağduyu Çağrısı: Türkiye'nin Gündeminde Neden Akıl Sesini Yitirdi?
Sağduyu Çağrısı: Akıl Neden Arka Planda?

Bazen öyle anlar oluyor ki, etrafa bakıp şu basit soruyu sormaktan kendinizi alamıyorsunuz: 'Bu işin neresinde akıl var?' Sanki kolektif bir akıl tutulması yaşanıyor ve herkes bildiğini okumakta kararlı. Durum o kadar vahim ki, artık sağduyu sahibi insanların sesi duyulmaz oldu.

Aslında mesele sadece siyasi değil. Toplumun her katmanında görülen bir akıl yorgunluğu, bir düşünce tembelliği var. İnsanlar kolay olanı seçiyor, hazır cevaplarla yetiniyor. Oysa gerçekler her zaman daha karmaşık ve nuanslıdır.

Siyaset Arenasında Akıl Nerede?

Siyaset meydanı adeta bir sağduyu çöllüğüne dönmüş durumda. Taraftar olmak, düşünmekten daha cazip geliyor. Muhalefet de iktidar da aynı kısır döngü içinde debelenip duruyor. Sanki herkes bir tiyatro oyununda rol yapıyor ve kimse perdenin bir gün ineceğini hesap etmiyor.

Bence asıl sorun şu: Artık kimse dinlemek istemiyor. Herkes konuşuyor, bağırıyor, iddia ediyor ama dinleyen yok. Oysa gerçek diyalog, karşılıklı dinlemekle başlar. Bu kadar basit bir gerçeği bile unuttuk galiba.

Medya ve Sosyal Medya Çıkmazı

Medya denilen güç... Ah, nereden nereye geldiğini görmek insanı gerçekten üzüyor. Taraf olmak, habercilikten daha önemli hale geldi. Sosyal medya ise apayrı bir kaos alanı. Herkes uzman, herkes fikir sahibi ama coğu zaman temel bilgiden yoksun.

Doğruyu yanlıştan ayırmak neredeyse imkansız hale geldi. İnsanlar alternatif gerçeklerde yaşıyor ve bu paralel evrenlerde kaybolup gidiyor. Sağduyu ise bu gürültünün arasında boğuluyor.

Çözüm Ne Olabilir?

Belki de ilk yapmamız gereken, bir adım geri çekilip nefes almaktır. Düşünmek için zaman ayırmak, her söylenene inanmamak, sorgulamak. Biliyorum, kolay değil. Ama imkansız da değil.

Sonuç olarak, sağduyu aslında hiçbir yere gitmedi. Sadece biraz uykuya daldı. Onu uyandırmak hepimizin elinde. Belki de işe kendimizden başlamalıyız - daha fazla dinleyerek, daha az yargılayarak, daha çok düşünerek.

Unutmayalım: Akıl ve mantık, en karanlık zamanlarda bile işık tutabilir. Yeter ki onlara kulak vermeyi bilelim.