Yeşilçam'ın Efsane İsmi Suna Selen'in Hatıra Dolu Evi: Münir Özkul'la 6 Yıl Aynı Yastığa Baş Koymuştu
Suna Selen'in Münir Özkul'la Dolu Evine Bakın

İşte karşınızda, Türk sinemasının unutulmaz yüzlerinden Suna Selen'in yaşamına tanıklık etmiş bir ev. Burası sadece dört duvar değil, adeta bir hatıra müzesi gibi. Her köşesinde Yeşilçam'ın altın çağından izler taşıyan bu mekân, insanı alıp geçmişe götürüyor.

Kim derdi ki bu evde, tam altı yıl boyunca Münir Özkul gibi bir dehanın başını koyduğu yastık duruyor? Evet, yanlış duymadınız. İki usta oyuncunun evliliği, bu duvarlar arasında şekillenmiş ve derin izler bırakmış.

Zamana Meydan Okuyan Anılar

Suna Selen'in evine adım attığınızda, sanki zamanın durduğunu hissediyorsunuz. Her obje, her fotoğraf özenle korunmuş. Öyle ki, bazı eşyaların üzerinde hâlâ o dönemin kokusu sinmiş gibi duruyor. Belki de bu yüzden, bu evde geçirdiğiniz her an size 1970'lerin Türkiye'sinden bir kesit sunuyor.

Salonun bir köşesinde duran antika sehpanın üzerindeki çerçeveli fotoğraflar var ya... İşte onlar, Suna Selen'in sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda bir eş, bir arkadaş olduğunun da kanıtı. Münir Özkul'la çekilmiş karelerdeki o samimi gülümsemeler, gerçekten yürek burkucu.

Sanatçı Ruhunun İzleri

Mobilyaların yerleşiminden duvardaki tablolara kadar her şey, Suna Selen'in ne kadar ince zevkli olduğunu ele veriyor. Sanki her detay, onun sanatçı kişiliğinin bir yansıması gibi. Kitaplığında duran cilt cilt eserler ise, sadece iyi bir oyuncu değil, aynı zamanda entelektüel bir birikime sahip olduğunu gösteriyor.

Mutfakta duran bakır cezve bile hikayeler anlatırcasına bakıyor insana. Acaba kaç kez Münir Özkul'a bu cezveden kahve yapmıştır Suna Hanım? İşte böyle düşünceler, insanı alıp götürüyor.

Altı Yıllık Evliliğin İzleri

Aslında bu ev, sadece Suna Selen'in değil, bir dönemin de evi. 1972-1978 yılları arasında süren evlilikleri boyunca, iki büyük sanatçı burada mutluluk aramış. Belki de bu yüzden, evin atmosferinde hâlâ o dönemden kalma bir sıcaklık var.

Yatak odasının kapısında dururken insan ister istemez düşünmeden edemiyor: Acaba hangi sabahlar, hangi akşamlar biriktirdiler bu odada? Sanatçı olmanın getirdiği yoğun tempoya rağmen, bu ev onlar için sığınak olmuş mudur?

Şimdi, Suna Selen'in evi sadece bir konut değil, Türk sinema tarihinin canlı bir tanığı. Her köşesinde bir anı, her eşyasında bir hikâye saklı. Ve bizlere düşen, bu değerli mirası anlamak ve saygıyla anmak.