İstanbul'un en değerli köşelerinden birinde, adeta zamana meydan okuyan bir yapı... Mimar Sinan'ın kendi elleriyle inşa ettiği, taşlarında onun nefesinin hissedildiği o tarihi ev, artık çok daha anlamlı bir misyon üstleniyor. Resmi Gazete'de yayımlanan kararla birlikte, bu eşsiz mekan 20 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edildi.
Kim bilir kaç mimari şaheserin tasarlandığı bu duvarlar şimdi bambaşka bir heyecana tanıklık edecek. Bakanlık, bu tarihi mekanı kültür ve sanat etkinlikleri için kullanmayı planlıyor - ki bence tam da olması gereken bu. Sonuçta burası sadece bir bina değil, bir dehanın yaratıcılığının filizlendiği yer.
Tarihi Dokunun Korunması ve Yaşatılması
Aslında mesele sadece bir binanın devri değil. Bu karar, Osmanlı'nın altın çağını temsil eden bir mimarın mirasını geleceğe taşıma iradesi. Mimar Sinan gibi -evet, o Süleymaniye'nin, Selimiye'nin mimarı- bir dehanın evinin korunması, kültür tarihimiz açısından son derece kritik.
Şahsen düşünüyorum da, bu tür tarihi mekanların sadece müze olarak değil, yaşayan kültür merkezleri olarak kullanılması çok daha anlamlı. Zaten Bakanlığın da planı bu yönde. Restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra burası sanatçı buluşmalarına, kültür etkinliklerine, belki de mimarlık söyleşilerine ev sahipliği yapacak.
Gelecek Nesillere Aktarım
Belki de en önemli nokta şu: Bu kararla birlikte Mimar Sinan'ın evi artık sadece turistlerin gelip geçici olarak ziyaret ettiği bir mekan olmaktan çıkacak. Canlı, nefes alan, üreten bir kültür merkezine dönüşecek. Genç mimar adaylarının ilham alabileceği, sanatçıların yaratıcılıklarını besleyebileceği bir ortam...
Düşünsenize, tam 20 yıl boyunca bu tarihi mekanın kültür sanat hayatımıza katkı sunacak olması gerçekten heyecan verici. Tabii ki bu süreçte binanın orijinal dokusuna saygı gösterilmesi en büyük temennimiz. Çünkü burası sıradan bir tarihi yapı değil - Mimar Sinan'ın evi.
Sonuç olarak diyebilirim ki, bu karar kültür mirasımızın korunması ve yaşatılması açısından oldukça umut verici. Umarım bu tarihi mekan, hak ettiği şekilde değerlendirilir ve gelecek nesillere Mimar Sinan'ın mirasını en güzel şekilde aktarır.
