Dünya Mimarlar Günü bu yıl İstanbul'da alışılmışın dışında bir etkinlikle kutlanıyor. SLAT'ın düzenlediği özel şehir yürüyüşü, mimarları ve şehir meraklılarını tarihi sokaklarda buluşturdu.
Sabahın erken saatlerinde başlayan etkinlikte katılımcılar, şehrin mimari kimliğini oluşturan yapıları yeniden keşfetme fırsatı buldular. Aslında bu tür etkinlikler genellikle kapalı mekanlarda yapılırken, SLAT'ın açık havada düzenlediği bu yürüyüş gerçekten fark yarattı.
Şehrin Nabzını Tutan Bir Deneyim
Yürüyüş rotası öyle rastgele seçilmemişti - her durağın özel bir hikayesi vardı. Katılımcılar, günlük hayatın koşuşturmasında fark edemedikleri mimari detayları yakından inceleme şansı yakaladılar. Kimi zaman bir kapı tokmağı, kimi zaman bir cumba, kimi zaman da bir avlu mimarların ilgi odağı oldu.
"Şehir sadece binalardan ibaret değil," diyordu etkinliğe katılan genç bir mimar. "Bu yürüyüş bize İstanbul'un aslında yaşayan bir organizma olduğunu bir kez daha hatırlattı." Haklıydı da. Binaların arasında kaybolmuşken, şehrin ruhunu hissetmek gerçekten zor oluyor.
Mimarların Gözünden İstanbul
Etkinlik sırasında en çok dikkat çeken şey, katılımcıların şehre olan bakış açılarındaki değişimdi. Normalde hızlıca geçip gittikleri sokaklarda, bu kez her detayı inceliyor, fotoğraflıyor ve notlar alıyorlardı.
- Tarihi yapıların modern yaşamla nasıl uyum sağladığı
- Koruma ve yenileme arasındaki denge
- Şehrin dokusunu bozmadan yapılabilecek iyileştirmeler
Bu konular yürüyüş boyunca en çok tartışılan başlıklar arasındaydı. Aslına bakarsanız, her mimarın kafasında farklı bir İstanbul vardı - kimisi için tarih, kimisi için modernite ön plandaydı.
SLAT'tan Anlamlı Bir Jest
SLAT'ın bu etkinliği düzenlemesi sadece bir kutlama değil, aynı zamanda mesleğin önemine dair güçlü bir mesaj niteliği taşıyordu. Mimarların şehir hayatındaki rolünü vurgulamak, toplumla daha güçlü bağlar kurmak - bunlar etkinliğin görünmeyen hedefleri arasındaydı.
Gün sonunda katılımcılar yorgun ama mutluydu. Kim bilir, belki de bu yürüyüşten çıkan fikirler ileride İstanbul'un silüetini değiştirecek projelere dönüşecek. Sonuçta her büyük proje, böyle küçük adımlarla başlıyor.
SLAT'ın bu anlamlı organizasyonu, Dünya Mimarlar Günü'nü kutlamanın ötesine geçerek şehrin mimari mirasına sahip çıkma konusunda önemli bir farkındalık yarattı. İstanbul gibi tarihle modernitenin iç içe geçtiği bir şehirde, böyle etkinliklerin ne kadar değerli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.