İtalyan mimar Nicola Parisi, Akdeniz mimarisi üzerine uzmanlaşmış bir akademisyen olarak tanınıyor. Bari Politeknik Üniversitesi'nde mimari tasarım bölümünde hocalık yapan Parisi, aynı zamanda dijital üretim laboratuvarı FabLab POLIBA'nın direktörlüğünü yürütüyor.
Mimar Sinan İle İlk Karşılaşma
Parisi'nin Türkiye ile tanışması, akademik kariyerinin erken dönemlerine dayanıyor. Prof. Claudio D'Amato Guerrieri ve Prof. Attilio Petruccioli gibi iki önemli akademisyenin tavsiyesiyle doktora yıllarında İstanbul'a gelen Parisi, burada Mimar Sinan'ın eserleriyle karşılaştığında hayatının dönüm noktasını yaşadı.
"İstanbul sokaklarında haftalarca dolaştım ve Mimar Sinan'ın mimarisini keşfettim" diyen Parisi, "Eserlerini uzun süre gözlemledim ve hemen anladım ki bunlar olağanüstü bir mimari teorinin manifestosuydu. Böylece doktora tezimi bu konu üzerine yapmaya karar verdim" açıklamasını yapıyor.
Benzersiz Bir Çalışma Yöntemi
Parisi, Mimar Sinan'ın eserlerini incelerken oldukça özgün bir yöntem geliştirdi. Kendisini Sinan'ın öğrencisi olarak hayal ettiğini belirten mimar, "Hiçbir ölçüm almadım. Sadece bu yapıları mümkün kılan inanılmaz geometrik ilişkileri keşfederek çalıştım. Sinan'ın mimarilerini, o geometrik kompozisyonların kurallarını keşfedebilmek için doğru perspektiflerden gözlemlemeyi öğrendim" diye anlatıyor.
En zorlu anının Edirne'deki camideki mukarnaslar aracılığıyla gerçekleşen geometrik geçişleri yeniden inşa etmesi olduğunu söyleyen Parisi, "Bu zorluklardan sonra, Sinan'ın tasarım teorisinin her yerde işlediğini tam olarak anladım. Sinan'ın mimarisi, tüm mimariler gibi temelden kubbeye doğru inşa edilir ama tasarımı tam tersine, kubbeden temele doğru yapılır. İşte sır budur" ifadelerini kullanıyor.
Mimar Sinan'ın Evrensel Dersi
Parisi, Mimar Sinan'ı sadece İslam dünyasının değil, genel olarak mimarlığın önemli bir yorumcusu olarak görüyor. "Onun dersinin evrensel olduğuna inanıyorum" diyen İtalyan mimar, "Sinan, bir mimarın yaşamı boyunca bir tasarım temasını nasıl ele alabileceğinin ve bunu farklı biçimlerde ifade ederken hem muhteşem eserler yaratıp hem de tasarımı öğretebilmenin en usta örneğidir" şeklinde konuşuyor.
Kitabında, Mimar Sinan'ın sanat ve teknik arasında kurduğu dengeyi ortaya koyan Parisi, Sinan'ın kullandığı mimari ve mühendislik yöntemlerini detaylı bir şekilde inceliyor. "Sinan, Osmanlı'da Kubbeli Mekânların Tasarımı ve İnşası" adlı çalışma, Ketebe Yayınları Sanat kitaplığından okuyuculara sunuldu.
Parisi, Türkiye'deki Mimar Sinan eserlerinin iyi korunduğunu düşündüğünü belirterek, "Sağlam ve iyi inşa edildikleri için hâlâ ayaktalar. Ve saygı gördüklerine inanıyorum" diyor. En büyük hayallerinden birinin Sinan'ın mirasıyla bağlantılı bir mimariyi Türkiye'de tasarlamaya katkıda bulunmak olduğunu sözlerine ekliyor.