Paris... Modanın kalbinin attığı, her köşesinde zarafetin dans ettiği o büyülü şehir. İşte tam da bu şehrin ışıltılı sokaklarında, Moda Haftası'nın en parlak yıldızlarından biri belirdi: Hande Erçel.
Ve ne beliriş ama! Sanki Paris'e özel olarak doğmuş gibiydi. O anları görenler, 'Bu bir rüya mı?' diye kendilerine sormaktan alamadı.
Paris'in Işıltısını Solduran Güzellik
Hande'nin seçtiği kıyafet -aman Allahım- tam bir sanat eseriydi. Adeta onun için özel olarak dikilmiş gibi duruyordu. Kumaşın vücuduna değişi, renklerin teniyle uyumu... Bunlar tesadüf olamazdı.
Moda dünyasının acımasız eleştirmenleri bile dilini yutmuştu. Kimi 'Mükemmel!' diye mırıldanıyor, kimi ise sadece bakakalıyordu. İtiraf edelim, böyle bir zarafet her gün görülmüyor.
Fotoğraf Makinelerinin Odak Noktası
Flaşlar patladı, objektifler ona kilitlendi. Her pozunda farklı bir hikaye anlatıyor gibiydi. Bazen mahcup bir gülümseme, bazen güçlü bir bakış... O an orada olanlar, 'İşte gerçek bir yıldız' demekten kendilerini alamadı.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Hande, o gün sadece giydiği kıyafetle değil, taşıdığı o inanılmaz özgüvenle de herkesi büyüledi. Paris Moda Haftası'na damgasını vurdu diyebiliriz -ve abartmıyorum.
Uluslararası Arenada Bir Türk Yıldızı
Biliyor musunuz, asıl gurur verici olan ne? Hande'nin orada sadece kendini değil, ülkemizin güzelliğini de temsil etmesiydi. Dünya modasının en prestijli etkinliklerinden birinde, 'Türk güzelliği' kavramını en iyi şekilde tanıttı.
Moda editörleri, 'Bu kız nereden çıktı?' diye soruştururken, biz içten içe gülümsüyorduk. Çünkü biliyorduk ki Hande, yıllardır ülkemizin gurur kaynağıydı.
Sonuç olarak? Hande Erçel, Paris'te sadece modayla değil, zarafetiyle de fırtına gibi esti. Ve sanırım moda dünyası ondan daha çok bahsedecek -eminim ki bu son değil.
