Yerebatan Sarnıcı'nın 1500 Yıllık Sırrı: Medusa Neden Ters?
Yerebatan Sarnıcı: Medusa'nın Gizemi ve Tarihi

İstanbul'un kalbinde, binlerce yıllık tarihiyle ziyaretçilerini büyüleyen Yerebatan Sarnıcı, hem mimarisi hem de sırlarla dolu hikayeleriyle dikkat çekiyor. Her yıl milyonlarca turistin akın ettiği bu muhteşem yapı, sadece bir su deposu değil, aynı zamanda bir kültür hazinesi olarak karşımıza çıkıyor.

Bizans'ın Su Deposundan Turizm İncisine

Yerebatan Sarnıcı, 526-527 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa ettirilmiştir. İstanbul'un birinci ve ikinci tepeleri arasındaki bölgenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan sarnıç, Hadrianus su yollarına bağlanmıştır. Osmanlı döneminde ise Sarayburnu ve Bahçe kapısı bölgelerine su dağıtımında kullanılmıştır.

Sarnıcın üzerinde daha önceden bir Bazilika bulunması nedeniyle Bazilika Sarnıcı olarak da anılmaktadır. Suyun içinden yükselen sayısız sütun, halk arasında "Yerebatan" isminin verilmesine neden olmuştur.

Mimari Harikanın Teknik Detayları

Yerebatan Sarnıcı, kayalık bir zemin üzerine tuğladan inşa edilmiş devasa bir dikdörtgen yapıdır. Toplam 336 sütun taşıyan bu muhteşem yapının kuzeybatı tarafındaki 41 sütunu, Sultan Abdülhamid Han döneminde kapatıldığı için günümüzde görülememektedir.

Sarnıcın mimarisi, Bizans dönemi mühendisliğinin ne kadar ileri seviyede olduğunu gözler önüne seriyor. Su depolama kapasitesi ve dayanıklılığıyla döneminin en önemli yapıları arasında yer alıyor.

Medusa Başının Gizemli Hikayesi

Sarnıcın en çok merak edilen unsurlarından biri olan Medusa başı, ziyaretçilerin en fazla ilgisini çeken bölümlerden biridir. Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olarak bilinen üç Gorgona kız kardeşten biri olan Medusa, yılan başlı görüntüsüyle tanınır.

Efsaneye göre Medusa, simsiyah gözleri, upuzun saçları ve mükemmel vücuduyla dikkat çeken güzel bir kadındı. Zeus'un oğlu Perseus'a aşık olması ve tanrıça Athena'nın da Perseus'tan hoşlanması nedeniyle Athena tarafından lanetlenmiştir. Athena, Medusa'nın saçlarını yılana çevirerek ona bakan herkesi taşa dönüştürme gücü vermiştir.

Medusa başının sarnıçta ters olarak yerleştirilmesinin nedeni ise oldukça ilginçtir: Bakanların taş kesilmemesi için bilinçli olarak ters konumlandırıldığı düşünülmektedir. Bir başka görüşe göre ise o dönemde büyük yapıları ve önemli yerleri korumak için Gorgona kafalarının resim ve heykelleri kullanılırdı.

Dilek Para Atma Geleneği

Yerebatan Sarnıcı'nda ziyaretçilerin suya para atma geleneği, yüzyıllardır süren bir ritüeldir. Suya dilek tutarak para atıldığında bu dileklerin gerçekleşeceğine inanılmaktadır. Bu gelenek, sarnıcın mistik atmosferiyle birleşince ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.

İstanbul'un fethinden sonra uzun süre unutulan bu muhteşem yapı, günümüzde restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Hem yerli hem yabancı turistlerin İstanbul'daki en popüler duraklarından biri olmayı başarmıştır.

Yerebatan Sarnıcı, sadece bir tarihi eser olmanın ötesinde, İstanbul'un kültürel mirasının canlı bir tanığı olarak ziyaretçilerini 1500 yıllık bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.