Tam yetmiş dokuz yıllık bir ömre sığdırdığı onlarca şarkı, sayısız başarı ve asla unutulmayacak bir efsane... Ajda Pekkan. Fakat son günlerde adı, müzik başarılarından ziyade bambaşka bir tartışmanın ortasında anılıyor.
"Cimri Ajda" diyorlar, öyle mi? İşte o iddialara yıllar sonra ilk kez net bir cevap veriyor kendisi. Hem de nasıl!
Gizlilik Tercihi ve Toplumun Yargıları
Şöyle diyor Pekkan: "Ben hayır işlerimi herkese duyurarak, reklamını yaparak yapmam. Olmaz öyle şey!" Bu sözlerdeki kararlılık, aslında onun hayata bakışını özetliyor adeta. Kimsenin gözüne sokmadan, sadece içinden geldiği için yardım etmek... Belki de gerçek cömertlik tam olarak budur.
Peki neden böyle düşünüyor? Sebebi basit aslında: "Yaptığım yardımları açıklarsam, bu kez de 'reklam yapıyor' diyecekler." İki ucu keskin bir bıçak gibi. Ne yapsanız olmuyor, değil mi?
Bir Neslin Efsanesinin Ardındaki Gerçekler
Düşünsenize, yıllarını bu ülkeye ve sanata adamış bir isim. Sayısız hayranı, seveni var. Ama gelin görün ki, bir takım asılsız söylentiler insanı yoruyor. Ajda Pekkan'ın da canını sıkmış belli ki.
"Benim paramla, benim yardımlarımla kimsenin işi olmamalı" diye ekliyor. Haklı mı? Bence son derece haklı. Özel hayatın bir parçası sonuçta.
Sessiz Cömertlik mi, Gürültülü Eleştiriler mi?
İşin ilginç yanı şu: Bizler, toplum olarak genelde en çok konuşanı, en gösterişli yardım yapanı övüyoruz. Peki ya sessiz sedasız, kimseye haber vermeden iyilik yapanlar? Onların yaptıkları daha mı az değerli?
Ajda Pekkan'ın bu tavrı aslında bize çok şey anlatıyor. Gerçek yardımseverlik, gösterişten uzak, içten gelen bir davranıştır. Ve herkesin bunu kendi yöntemleriyle yapma hakkı vardır.
Son sözü yine kendisine bırakalım: "Kimse benim ne yaptığımı, kime ne kadar yardım ettiğimi bilemez." Ve ekliyor: "Bu, sadece benimle Allah arasında bir meseledir."
Belki de hepimizin bu tür konularda biraz daha anlayışlı olmaya ihtiyacı var. Ne dersiniz?