Genç yetenek Bahar Şahin, bugüne kadar kulağımıza fısıldanan ama kimsenin yüksek sesle söylemeye cesaret edemediği bir gerçeği ilk kez bu kadar net itiraf etti. Set ortamının perde arkasındaki çarpıcı dinamikleri anlattığı açıklamalarıyla adeta zihinleri allak bullak etti.
"Dini bütün insanların sevilmediği bir gerçek" diyor Şahin, kelimeleri seçerken gösterdiği özenle. Aslında bu, sektörde yıllardır var olan ama üstü örtülen bir önyargı. Kimse açıkça konuşmazdı - ta ki Bahar Şahin kadar cesur biri çıkıp da mikrofonları açana kadar.
Setlerdeki Gizli Gerçek: Dindar Oyunculara Yönelik Önyargı
Oyuncunun anlattıklarına göre, dini değerlerine bağlı kişiler set ortamlarında bazen dışlanabiliyor, hatta küçümsenebiliyor. "Belki bilinçaltında, belki de açıkça" diye ekliyor Şahin, bu durumun bazen çok ince, bazen de bariz şekillerde kendini gösterdiğini vurguluyor.
Uzun zamandır bu sektörün içinde olan biri olarak söyleyebilirim ki, Bahar'ın itirafları aslında buzdağının görünen kısmı. Sette çay molasında bile fark edebileceğiniz küçük ayrımlar, muhabbetlerin dışında kalmalar... Hepsi bir arada düşünüldüğünde ortaya çarpıcı bir tablo çıkıyor.
"İnsanlar Önyargılarıyla Geliyor"
Bahar Şahin'in en dikkat çeken sözlerinden biri de şuydu: "İnsanlar belli kalıplarla geliyorlar. Dindar birini gördüklerinde hemen bir etiket yapıştırıyorlar." Bu aslında sadece televizyon sektörüne özgü değil - tüm eğlence dünyasının kanayan yarası.
Peki neden? Belki de farklı olan her şeyin biraz ürküttüğü bir dünyada yaşıyoruz. Ya da belki sadece anlamak için çaba göstermekten kaçınıyoruz. Bahar'ın dediği gibi, "Önyargılarımızı bir kenara bırakmayı öğrenmeliyiz."
Genç oyuncunun bu cesur çıkışı, sektördeki pek çok meslektaşı tarafından sessizce destekleniyor. Kimi "Aynen öyle" diye onaylıyor, kimi ise "Sonunda biri bunu dile getirdi" diye iç geçiriyor.
Değişim İçin Umut Var Mı?
Aslında her şeye rağmen umutlu olmak için sebepler var. Bahar Şahin gibi genç yeteneklerin bu tür konuları açıkça konuşabilmesi, değişimin ilk adımı. Belki de artık setlerde sadece yeteneğin konuştuğu, inançların ise kişisel bir mesele olarak kaldığı günler yakındır.
Sonuçta - ve bu çok önemli - bir oyuncunun dini inançları onun oyunculuk yeteneğini nasıl etkileyebilir ki? Cevap basit: Etkilemez. Aslında hepimiz bunu biliyoruz, sadece kabul etmekte zorlanıyoruz.
Bahar Şahin'in itirafları, Türk televizyon sektöründe belki de çok ihtiyaç duyulan bir yüzleşmenin başlangıcı olabilir. Kim bilir, belki de önümüzdeki günlerde daha kapsayıcı, daha anlayışlı set ortamlarının temeli atılmış olur.
