
Dünyanın en önemli piyanistlerinden biri olan Fazıl Say, artık dayanamayacağını hissetti. İçindeki fırtınaları susturamadı ve nihayet konuştu. Hem de nasıl!
Batılı meslektaşlarına seslendiği o meşhur açıklamasında, Gazze'de devam eden insanlık trajedisine kayıtsız kalmanın artık mümkün olmadığını söyledi. Adeta bir çığlık gibiydi sözleri.
Sanatın Sessiz Kalma Lüksü Yok
Say'ın ifadeleri oldukça net ve çarpıcıydı: "Batılı meslektaşlarımın Gazze'de olup bitenlere ilişkin sessizliklerini anlayamıyorum" dedi. Sanki her kelimesiyle, sanatın tarafsız olamayacağını haykırıyordu.
Peki ya kendisi? O, bu konuda hiçbir tereddüt yaşamıyor. "Kalan ömrümü onurumla yaşamak istiyorum" cümlesi, her şeyi özetliyor aslında. İnsanın içini acıtan bir samimiyetle...
Dünya Sanatçılarına Çağrı
Fazıl Say'ın çağrısı sadece bir eleştiriden ibaret değil. Aksine, bir davet. Batılı sanatçıları, bu insanlık dramına karşı seslerini yükseltmeye çağırıyor. Belki de sanatın gerçek gücünün bu olduğunu hatırlatıyor hepimize.
Gazze'de yaşananlar karşısında sanatçı duyarlılığının nasıl olması gerektiğine dair adeta bir ders niteliğindeki bu açıklama, sosyal medyada hızla yayıldı. Binlerce kişi tarafından paylaşıldı, on binlerce beğeni aldı.
Kimileri için bir ilham kaynağı oldu bu sözler. Kimileri içinse geç kalınmış bir çıkış. Ama herkes için ortak bir nokta var: Fazıl Say, sanatın sadece güzellikleri değil, acıları da anlatması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Ve belki de en önemlisi - sanatçının vicdanı olmazsa, geriye ne kalır ki?