Gözlerden uzakta geçirdiği o uzun aradan sonra, Hazal Şenel nihayet ortaya çıktı. Aman tanrım, ne değişiklik! Eski günleri düşününce insanın aklı almıyor doğrusu.
'Pis Yedili'de canlandırdığı Selen karakteriyle adeta bir kıvılcım çakmış, dizinin olmazsa olmazlarından biri haline gelmişti. O karakter öyle bir tutmuştu ki herkesi, hala dillerden düşmüyor. Ama işte hayat garip - bazen en beklenmedik dönemeçlere sokuyor insanı.
Bambaska Bir Yol Seçti
Son görüntülerdeki haline bakınca, "Bu gerçekten aynı kadın mı?" diye sormadan edemiyor insan. Sanat camiasının o ışıltılı dünyasını geride bırakmış, kendine tamamen farklı bir yol çizmiş.
Yeni mesleği öyle sıradan bir şey değil - öyle herkesin yapabileceği türden de değil. Biraz yaratıcılık, biraz cesaret, biraz da delilik gerektiriyor. Ama Hazal tam da böyle şeyler için yaratılmış gibi duruyor.
Sanatın Farklı Bir Formu
Oyunculuğu bıraktı demek pek doğru olmaz aslında. Daha ziyade, sanatını farklı bir sahneye taşımış diyebiliriz. Yaptığı işte hala o performans ruhu, o karaktere bürünme yeteneği var - sadece farklı bir formatta.
Kimileri "Vah vah, oyuncuydu şimdi ne oldu" diye düşünebilir. Ama bence cesaretine hayran olmamak elde değil. Şöhretin o kıskacından kurtulup kendi içindeki sesi dinlemek, öyle kolay bir karar değil çünkü.
Görüntülerdeki haline bakıyorum da - gözlerindeki o huzur, o doygunluk ifadesi her şeyi anlatıyor zaten. Demek ki doğru yerdeymiş.
Hayranları Ne Diyor?
Sosyal medyada fırtına koptu tabii. Kimi şaşkın, kimi gururlu, kimi de merak içinde. "Aman tanrım, Selen şimdi ne iş yapıyor?" diye sorup duruyor herkes.
Aslında ironiye bakın - 'Pis Yedili'deki o asi, başına buyruk Selen karakteriyle şimdiki hayatı arasında garip bir paralellik var. İkisi de kalıpları yıkmak, bildiği yoldan gitmek üzerine kurulu.
Belki de zaten hep içindeymiş bu istek - sadece ortaya çıkması zaman almış.
Bana sorarsanız - ki sormasanız da söyleyeceğim - bu cesareti takdir etmemek elde değil. Hollywood'daki o yapay ışıltılar yerine, kendi içindeki ışığı bulmuş gibi duruyor. Ve inanın, bu çok daha değerli.
Sonuçta hayat bir rol değil - kendi hikayemizi yazmakla ilgili. O da tam olarak bunu yapıyor.
