
Müzik dünyasının önde gelen isimlerinden biri, belki de bu yılın en cesur duruşunu sergiledi. İsrail'de yaşananları 'soykırım' olarak nitelendirerek, ülkedeki tüm planlanmış konserlerini askıya aldığını duyurdu. Bu karar, sanatın siyasetle kesiştiği o hassas çizgide adeta bir manifesto niteliği taşıyor.
Kim olduğunu tam olarak söylemiyorum ama -dünyanın dört bir yanında milyonlarca hayranı olan- bu sanatçı, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla herkesi şaşkına çevirdi. "Sanatımın, insanlık dramına sessiz kalınan bir yerde icra edilmesini vicdanım kabul etmiyor" ifadelerini kullandı. Gerçekten de etkileyici bir duruştu bu.
Sessizliğin Sesi: Müziğin Gücü mü, Yoksa Protestonun?
Aslında olay şu: Sanatçı, İsrail hükümetinin Filistinlilere yönelik politikalarını eleştirerek, "soykırıma müzik yok" sloganıyla hareket ettiğini belirtti. Bu kararın, kişisel bir vicdani red olduğunu vurguladı. Ve işte en can alıcı nokta: Tüm dünyada yankı uyandıracak bu protesto, aslında sanatın gücünü de sorgulatıyor insana.
Peki ya hayranları? Tabii ki ikiye bölündüler. Kimi bu kararı desteklerken, kimi de sanatın siyasetten ayrı tutulması gerektiğini savunuyor. Ama şunu unutmamak lazım - tarih, sanatçıların toplumsal olaylar karşısındaki tavırlarını hep yazmıştır.
Konserler İptal, Ama Yankıları Sürüyor
İptal edilen konserler için bilet almış olan hayranlara tam iade yapılacağı açıklandı. Fakat maddi kayıptan çok daha önemlisi, bu kararın sembolik anlamı. Uluslararası medyanın da dikkatini çeken gelişme, diğer sanatçıları da benzer protestolara teşvik edebilir mi? Bunu zaman gösterecek.
Son dönemde -özellikle de kültür-sanat dünyasında- İsrail'e yönelik tepkilerin arttığını görüyoruz. Bu karar da o dalganın bir parçası aslında. Ama şahsen düşünüyorum da, bir sanatçının en büyük protestosu belki de susmak değil, tam tersine daha yüksek sesle haykırmaktır. Neyse, bu felsefi tartışmayı başka zaman yaparız.
Kısacası, müzik dünyası yine sarsıldı. Ama bu sefer nota sesleriyle değil, derin bir sessizliğin anlamıyla. Sanatçının bu cesur çıkışı, uzun süre konuşulacak gibi görünüyor. Bakalım diğer müzisyenler de benzer adımlar atacak mı?