Kim derdi ki bu kadar yetenekli bir sanatçı, aslında gökyüzünde kanat çırpmayı hayal ediyormuş? Ünlü isim, bir röportajında sanat kariyeri olmasaydı pilot olmayı tercih edeceğini söyledi. "Uçmak, özgürlüğün en saf hali belki de..." diye ekledi.
Belki de herkesin içinde bir çocukluk hayali vardır, değil mi? Onunki de tam olarak buydu. Küçükken pencereden geçen uçakları izlerken hissettiklerini anlatırken, "Sanki o metal kuşların içinde olmak, dünyaya yukarıdan bakmak istiyordum" dedi.
Sanat mı, Pilotluk mu?
Aslında ikisi de birbirinden farklı iki dünya gibi görünse de, sanatçı bu iki tutku arasında ilginç bir bağ kuruyor:
- Her ikisi de disiplin ve yaratıcılık gerektirir
- İkisinde de sınırları zorlamak önemlidir
- Ve tabii ki - her iki alanda da 'uçmak' mümkün!
Şimdi düşünüyorum da, belki de sahne ışıkları yerine kokpit ışıklarını tercih edecekti. Ama hayat onu başka bir yöne sürükledi ve sanat dünyası böyle bir yeteneği kazandı.
Röportajın en çarpıcı kısmı ise şuydu: "Bazen konser verirken, seyircilerin alkışları arasında kendimi uçak motorunun gürültüsünde hayal ediyorum." İşte size sanat ve tutku arasındaki o ince çizgi!
