Ortaköy'de Cazın Büyülü Akşamı: Boğaz'ın İncisinde Unutulmaz Bir Müzik Buluşması
Ortaköy'de Caz Buluşması: Boğaz'da Müzik Şöleni

İstanbul'un kalbinde, tam da Boğaz'ın en güzel noktalarından birinde, müziğin büyüsü her yeri kapladı dün akşam. Ortaköy Meydanı - o bildiğimiz, sevdiğimiz, her köşesinde ayrı bir hikaye saklayan meydan - adeta cazın ritmiyle çarpmaya başladı akşamüstünden itibaren.

Hava kararmaya yüz tuttuğunda, meydanda toplanan kalabalık gerçekten görülmeye değerdi. Kimi elinde kahvesiyle gelmişti, kimi sevgilisiyle, kimiyse iş çıkışı kendini bu müzik şölenine atmıştı. İnsanların yüzündeki o heyecan ifadesi... Sanırım İstanbul'da yaşamanın en güzel yanlarından biri bu: böyle anlara tanıklık edebilmek.

Müziğin Büyüsü Boğaz'da Buluştu

Sahneye ilk çıkan isimlerden biri, caz dünyasının usta ismi Ayşe Öztürk'tü. Piyanonun başına geçtiğinde, meydandaki tüm konuşmalar anında kesildi. İlk notalar dökülmeye başladığında ise -inanılmaz bir andı- Boğaz'ın dalgaları bile sanki ritmi yakalamaya çalışıyordu.

Öztürk'ün performansı hakkında ne söylesem az kalır aslında. Parmağını her dokunuşunda, tuşlardan adeta bir duygu seli akıyordu. Ara sıra gözlerini kapatıp kendini müziğe bırakışını izlemek... Sanatçının enstrümanıyla kurduğu o bağ, izleyen herkese geçiyordu resmen.

Genç Yeteneklerden Nefes Kesen Performans

Asıl sürpriz ise genç saksofoncu Can Demir'den geldi. Daha yirmili yaşlarının başında olmasına rağmen, enstrümanına olan hakimiyeti gerçekten şaşırtıcıydı. Demir'in çaldığı her parçada, hem teknik mükemmellik hem de duygusal derinlik vardı. Dinleyicilerden biri yanımdaki arkadaşına fısıldadı: "Bu çocuk yıldız olacak, görüyorum." Haklıydı da.

Akşam ilerledikçe, meydandaki atmosfer daha da ısındı. İnsanlar artık sadece dinlemiyor, müziğin ritmine kendilerini kaptırıyorlardı. Ayaklar yere vuruyor, eller çırpılıyordu. Ortaköy'ün o meşhur kumpir kokusuyla caz müziğinin birleşimi... İstanbul'a özgü bir lezzet gibiydi.

Boğaz'ın İncisinde Unutulmaz Final

Konserin en dikkat çeken anı ise kuşkusuz tüm müzisyenlerin birlikte çaldığı final parçasıydı. Sahnedeki enerji o kadar yüksekti ki, izleyiciler de ayakta alkışlıyordu. Boğaz'dan geçen gemilerin ışıkları, sahnenin aydınlatmasıyla birleşince ortaya çıkan manzara... Kelimelerle anlatılması gerçekten zor.

Etkinliği düzenleyenlerden biriyle kısa bir sohbet etme fırsatım oldu. "Amacımız," dedi, "sadece bir konser düzenlemek değildi. İstanbul'un bu güzel köşesinde, müziğin birleştirici gücünü hissettirmekti." Sanırım bu amaca fazlasıyla ulaştılar.

Gece sona erdiğinde, meydandan ayrılan insanların yüzündeki gülümsemeler her şeyi anlatıyordu aslında. Kimi "Harikaydı!" diyordu, kimi "Bir daha ne zaman olacak?" diye soruyordu. İstanbul'da yaşamanın en güzel yanlarından biri de bu: böyle anların sizi bekliyor olması.

Eğer siz de dün akşam Ortaköy'de değildiyseniz, gerçekten çok şey kaçırdınız. Ama merak etmeyin, İstanbul size her zaman yeni sürprizler hazırlıyor. Belki bir sonraki konserde görüşürüz!