Dün akşam Kadıköy'ün kalbi, Süreyya Operası'nda farklı bir ritimle attı. Sahneye çıkan isimler, belki de geleceğin en parlak yıldızlarıydı. Cem Mansur'un yönetimindeki Sesler Ülkesi Gençlik Orkestrası, seyircisini adeta büyüleyen bir performansa imza attı.
Salon, konser başlamadan dakikalar önce doldu taştı. O heyecanı hissedebiliyor muydunuz? İnsanlar, genç yetenekleri dinlemek için bir araya gelmişti. Ve onlar, beklenileni fazlasıyla karşıladı.
Müziğin Genç ve Dinamik Yüzü
Orkestra, gerçekten de nefes kesiciydi. Her bir enstrümandan yükselen ses, mükemmel bir uyum içinde kaynaşıyordu. Mansur'un enerjisi ise sahnenin her köşesine yayılıyordu. Genç müzisyenler, onun her hareketini dikkatle takip ediyor, adeta gözlerinin içine bakıyordu.
Peki ya repertuvar? Hem klasik hem de modern parçalardan oluşan bir seçkiydi. Her bir eser, özenle seçilmiş gibiydi. Dinleyiciler, zaman zaman hüzünlendi, zaman zaman da coşkuyla alkışladı. Müziğin gücü, herkesi birleştirmeyi başardı.
Konser sonrasında ise yaşananlar görülmeye değerdi. Seyirciler, dakikalarca ayakta alkışladı. Genç müzisyenlerin yüzündeki gülümseme, her şeye değerdi. Bu tür organizasyonlar, sanatın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Sanat, işte böyle anlarda anlam kazanıyor. İnsanları bir araya getiriyor, duyguları harekete geçiriyor. Sesler Ülkesi de tam olarak bunu başardı. Umarım, bu genç yeteneklerin önü hep açık olur.
