Tam da herkes onun hayatının beyaz perdeye taşınmasını beklerken, Yıldız Tilbe'den herkesi şaşırtacak bir çıkış geldi. Ünlü sanatçı, kendi hayat hikayesinin filme çekilmesi fikrine adeta savaş açtı.
"Beni yaşarken anlamadılar da öldükten sonra mı anlayacaklar?" diye soruyor Tilbe, sesinde hissedilen bir buruklukla. Aslında bu sözler, sadece bir film reddinden çok daha derin anlamlar taşıyor.
Hayatım Roman Değil, Yaşanmışlık!
Sanatçının bu tavrı, belki de hepimizin üzerine düşünmesi gereken bir konuya parmak basıyor. İnsanlar neden birinin hayatını ancak ölümünden sonra anlamaya çalışır ki? Yıldız Tilbe tam da bu ikiyüzlülüğe isyan ediyor.
"Hayatımın film olmasını istemiyorum" diyor kesin bir dille. "Çünkü beni yaşarken anlamayanlar, öldükten sonra çekecekleri filmle nasıl anlayacaklar?" Bu sözler, adeta topluma atılmış bir tokattı.
Anlaşılmamanın Verdiği Hüzün
Onu dinlerken, yıllardır süren bir yalnızlığın ve anlaşılamamanın hüznü hissediliyor. Belki de en acı tarafı, insanların gerçek hikayenizi değil, kurgulanmış versiyonunuzu tercih etmesi.
Tilbe'nin sözleri öyle güçlü ki, insanı derinden sarsıyor: "Beni yazarken öldürmeyin!" Bu, sadece bir sanatçının değil, anlaşılamayan her insanın haykırışı gibi.
Peki neden böyle düşünüyor? Cevabı aslında oldukça basit: "Çünkü hayatımı yaşarken anlamadılar." Bu kadar net, bu kadar kesin.
Ölümden Sonra Anlamak
Toplum olarak garip bir alışkanlığımız var - insanları ancak kaybettikten sonra değerini anlıyoruz. Yıldız Tilbe de tam olarak bu çelişkiye dikkat çekiyor.
"Öldükten sonra film çekmek ne anlama geliyor?" diye soruyor adeta herkese. Yaşarken gösterilmeyen ilgi ve anlayış, ölümden sonra neden bu kadar önem kazanıyor?
Sanatçının bu çıkışı, aslında hepimizin kendi hayatlarımız üzerine düşünmesi gereken önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Biz de hayatımızın başkaları tarafından yazılmasına izin veriyor muyuz?
Yıldız Tilbe'nin bu kararlı duruşu, belki de birçok sanatçıya ilham olacak. Kendi hikayesini kendisi yazmak, kendi gerçekliğini korumak istiyor. Kim bilir, belki de hepimizin yapması gereken budur.