O gece her şey normal başladı. İrlandalı folk grubu The Mary Wallopers, her zamanki coşkulu performanslarına başlamıştı ki... birden her şey değişti. Sahnede söylenen birkaç söz, tüm atmosferi bir anda elektriklendirdi.
Grup üyeleri, tam da konserin ortasında, beklenmedik bir hamle yaptı. Kalabalığa dönüp yükselen sesle "Özgür Filistin!" sloganlarını attılar. İşte o an, her şey altüst oldu.
Salondaki hava aniden gerildi. Kimi seyirciler coşkuyla alkışlarken, diğerleri şaşkınlık içinde kalmıştı. Organizatörler ise tam bir panik halindeydi. Ne de olsa, böyle bir şeyi hiç beklemiyorlardı.
Konserin Anında Durdurulması
Olan oldu. Sahnede yankılanan sloganların ardından, organizasyon ekibi derhal harekete geçti. Grubun mikrofonları bir anda kesildi – evet, tam anlamıyla susturuldular. Konser, daha yarılanmamışken, aniden sona erdirildi.
Peki ya seyirciler? Onlar da ikiye bölünmüş durumdaydı. Bazıları bu duruma öfkeyle tepki gösterirken, diğerleri grubun cesaretini alkışlıyordu. Ortam o kadar gergindi ki, güvenlik ekipleri sahneye yaklaşmak zorunda kaldı.
Grup üyeleri ise olan bitene şaşkındı. Yıllardır sahnedeydiler ama hiç böyle bir şey yaşamamışlardı. Sözlerini söylemişlerdi ve şimdi... susturulmuşlardı.
Sosyal Medyada Yankılar
Olay, sosyal medyada anında yayıldı. Taraflar hızla kutuplaştı. Kimileri grubu "ifade özgürlüğü savunucusu" ilan ederken, diğerleri "siyaseti sanata karıştırmakla" suçladı.
Aslında bu, sanatçıların siyasi duruş sergilemesinin ilk örneği değil. Ama her seferinde, aynı tartışma alevleniyor: Sanat, siyasetten ayrılmalı mı? Yoksa sanatçılar toplumsal meselelerde taraf olmakta özgür mü?
O geceki konser bitmiş olabilir ama tartışmalar daha yeni başlıyor. The Mary Wallopers olayı, bu kadim soruyu bir kez daha gündeme getirdi. Peki sizce: Sanat ve siyaset iç içe olmalı mı?
